"مُتأخراً" - Translation from Arabic to Turkish

• Geç

Görünüşe bakılırsa gece Geç saate kadar kalıp kampus çevresinde koşmayı seviyor.
على ما يبدو هو يعشق البقاء مُتأخراً والذهاب للركض حول حرم المدرسة.

Gerçekten, üzgünüm. Geç kalmak istemedim.
حقاً ، أنا آسف لم أقصد أن يكون ذلك مُتأخراً

Geç olması hiç olmamasından iyidir. Şimdi hayatına devam etmelisin.
ذلك مُتأخراً لكن أفضل من عدمه الآن ، يجب عليك ان تعود لحياتك

Geç geldin, ve sana kalanı aldın.
حسناً , لقد وصلتَ مُتأخراً ستحصلُ على ما تجد

Bundan sonra biraz daha Geç gelebilir misiniz?
يُمكنكم أن تأتوا مُتأخراً قليلاً كثلاً, فقط ساعه واحده

Gece bekleyeyim dedim ama çok Geç geldin galiba. İsteyerek olmadı.
حاولتُ إنتظارك، ولكن لا بدّ أنّك عُدت مُتأخراً.

Şefe baktıysanız, kendisi Geç gelecek.
إذا كنت تبحث عن الطاهي، فسيأتي مُتأخراً.

...gece hava soğuduğunda çok Geç de kurma.
ولا مُتأخراً جداً، عندما هواء الليل يُبردهم

Şimdi bir diğer yapman gereken ise, çok Geç kalmamış olmak için dua etmek.
الآن قم بقرار آخر وإدع بأنه لن يكون مُتأخراً

Çocuk Geç geldi ve fotoğrafından en az 10 yıl yaşlıydı.
لذا ، فقد بدا الرجل .. مُتأخراً على الأقل أكبر ب 10 سنوات من صورته

Tövbe et, Tanrı'ya git, çok Geç olmadan günah çıkar, baştan başla.
التوبة ، فلتتوب إلى الرب ، قد يُزيل جميع خطاياك قبل أن يُصبح الوقت مُتأخراً لذلك

Çok Geç olmadan bir kez daha yapmalısın.
عليكِ فعل ذلك مُجدداً قبل أن يُصبح الوقت مُتأخراً

Doğru şeyi yapmak için çok Geç değil.
الوقت ليس مُتأخراً للغاية بعد لفعل الصواب

Bütün bunları Geç olmadan yok etmem gerektiğini biliyordum.
علمت أنني أحتاج إلى تدمير كل ذلك قبل أن يُصبح الوقت مُتأخراً

Geç değil henüz. Geri dönebiliriz.
لم يُصبح الوقت مُتأخراً ، يُمكننا الإستدارة والعودة

Seni bir keresinde dinlemişti, çok Geç olmadan tekrar dinlemesini sağla.
لقد نفذ أوامرك مرة من قبل لذا فلتجعلينه تحت قيادتك مُجدداً قبل أن يُصبح الوقت مُتأخراً

Son zamanlarda işe Geç geliyorsun ve o konuda yalan söylüyorsun.
كُنت تأتي إلى العمل مُتأخراً وتكذب بشأن الأمر ، واليوم

Bak, bu gece Rhode Island'a gitmeliyim. Geç vakitte döneceğim.
"ينبغي أن أسافر إلى جزيرة "رود و سأعود مُتأخراً

Geç geldiği zamanı da sayıyorum... çünkü *Jetsons'ın sonunu görmek zorundaymış.
بل أربع ضربات إذا وضعت بالحسبان قدومه مُتأخراً لأنه يجب أن يرى "جيت سون" مهزوماً

Jackie Geç saate kadar çalışma yalanını yakalamak üzere.
لأن جاكى بدأ يعرف بأمر العمل مُتأخراً