Ve iflas etmelerinden önce ismi içeriden bilgi sızdırma skandalına karışmış. | Open Subtitles | وكان مُتورّطاً في فضيحة تداول بمعلومات داخليّة قبل أن يُفلسوا. |
Barınıza takılan yatırlardan birinin olaya karışmış olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | حسناَ، نعتقد أنّ شخصاً يتردّد على حانتكِ كان مُتورّطاً. |
Bir cinayete karışmış olabilir. | Open Subtitles | قد يكون مُتورّطاً في جريمة قتل. |
Hangi işin içinde olduğunu bilebilecek başka biri ile çalışıyor muydu? | Open Subtitles | هل عمل مع أيّ شخصٍ آخر قد يعرف ما كان مُتورّطاً فيه؟ |
Aracın o bölgede kullanıldığını bilmenin tek yolu var o da bu işin içinde olman. | Open Subtitles | الآن، أنت علمت أنّ الفاعلين كانوا يستخدمونه كمكان للتخطيط، والطريقة الوحيدة لمعرفتك بذلك هي لو أنّك كنت مُتورّطاً. |
- Ya da o da bu işin içindeydi. | Open Subtitles | -أو أنّه كان مُتورّطاً في السرقة . |
Adam işin içindeydi. | Open Subtitles | كان مُتورّطاً. |
Castle, bu işin içinde Nigel Malloy yok. | Open Subtitles | (كاسل)، (نايجل مالوي) ليس مُتورّطاً. |
Bu işin içinde kim var Maria? | Open Subtitles | من كان مُتورّطاً أيضاً يا (ماريا)؟ |