| Birkaç tane kırılmış kaburgayla kocaman, iğrenç bir morluk. | Open Subtitles | زوجين من الأضلاع المكسورة و كدمة كبيرة مُثيرة للإشمئزاز |
| Hepsi yalanmış. Kocaman, iğrenç bir yalan. | Open Subtitles | كان كل شيء كذبة، كذبةً كبيرة مُثيرة للإشمئزاز |
| Tanrım. İğrenç birisin. Gerçekten korkunç bir insansın. | Open Subtitles | يا للسماء، أنت مُثيرة للإشمئزاز أنت إنسان مُروّع |
| Sanki bütün günümü omuzlarına oturup zorla, normalde iğrenç buldukları şeyleri yapmaya zorluyormuşum gibi. | Open Subtitles | كما لو أنني كُنت أقضي أيامي على أكتافهم أجبرهم على إرتكاب أفعال يرونها مُثيرة للإشمئزاز |
| İğrenç bir alışkanlık o kadar. | Open Subtitles | إنّما هي عادة مُثيرة للإشمئزاز. |
| İğrenç. | Open Subtitles | مُثيرة للإشمئزاز. |
| Bu iğrenç bir yalan. | Open Subtitles | هذه كذبة مُثيرة للإشمئزاز |