"مُجرَّد" - Translation from Arabic to Turkish

    • sadece
        
    Bu sadece saçma bir dava değil. Vahşiliği durdurmaya çalışıyorum. Open Subtitles لَيسَت هذه مُجرَّد قضية طائِشَة أنا أُحاولُ أن أوقفَ الوَحشية
    Onlar, başka birine ait korumalar, parçalar, kırıntılar, sadece yanılsamalar. Open Subtitles إنها حِيَل دِفاعية نفسيّة تخُصّ شخصاً آخَر, قِطَع مُتناثرة, شَظايا, مُجرَّد أوهام.
    Bu sadece dergiden kesilmiş bir resim. Etrafına da yaldız yapıştırılmış. Open Subtitles هذه مُجرَّد صورة من مجلّة مُلتصِقٌ بِها رقاقة المونيوم.
    Mor ve yeşil sadece birer renk. Open Subtitles الأخضَر والأُرجوانى أصبحا مُجرَّد ألوان.
    Bu sadece iki dövüşçünün dövüşü olacak. Değil mi Hamid? Open Subtitles هذه مُجرَّد مُلاكمان يتلاكمان، صَح حَميد؟
    sadece bir dakika onunla konuşayım. Tek bir dakika, söz. Open Subtitles مُجرَّد دَقيقَة واحِدَة لأُخبرُه، فقط دقيقَة.
    sadece bir iki hafta uzaklaşmasını sağlayacak bir şeyler. Open Subtitles مُجرَّد شيء يجعلُها تتغيَّب لأسبوع أو إثنان
    Ben sadece seyirciyim, ama senin anahtarı bulabileceğine inanıyorum. Open Subtitles أنا مُجرَّد مُتفرِّج الآن لكني أظنُ أنَ غرائزكَ ستجدُ الحَل المناسب
    Sik emmeden, sadece birbirini kollayan iki erkek. Open Subtitles من دون مَص، مُجرَّد شخصان ينتبهان لأمور بعضهما
    Maalesef bir iş her zaman için özünde sadece iştir. Open Subtitles للأسَف، الأمر حولَ جوهرِ الأعمال أنها مُجرَّد أعمال
    Bu öğrenciler bana, bu denklik diplomasının sadece daha büyük bir hedefin ufak bir parçası olduğunu öğrettiler, bir hayatı değiştirmek ve geçmişe bakmamak. Open Subtitles لقد علَّمني هؤلاء الطَلبَة أن الشهادة التي تلقوها هي مُجرَّد جزءٌ من هدفٍ أكبَر لتغيير حياة الشَخص و عدم الالتفاتِ إلى الخَلف
    Afrika'da... kabilenin büyükleri... genç savaşçılara sadece nasıl savaşacaklarını öğretmezler... nasıl yaşayacaklarını da öğretirler. Open Subtitles ...تعلَم، في أفريقيا ...كِبار السِن في القَبيلَة اعتادوا أن يُعَلِّموا المُحاربين الفِتيان ليسَ مُجرَّد القِتال
    Onlara sadece senin hoşnutsuz bir eleman olduğunu söyleyeceğim. Open Subtitles سأُخبرُهُم بأنكِ مُجرَّد موظَفٍ ساخِط
    Beklenen bir kehanet miydi yoksa sadece kötü şans mı? Open Subtitles أهي نبوؤة ذاتية، أم مُجرَّد حظ عاثر؟
    - sadece isteklere uysanIz nasIl olur? Open Subtitles ما تتكلًّم عنه هوَ مُجرَّد تمنيات
    sadece dezenfektan. Open Subtitles إنه مُجرَّد مُطَهِّر.
    Ama anlarsınız ya, o sadece küçük bir kız. Open Subtitles ولكنها مُجرَّد فتاة صغيرة,
    Bu da sadece bir rüya. Open Subtitles وهو مُجرَّد حُلم.
    Hapishane sadece bir kavramdı. Open Subtitles كانَ الحَبس مُجرَّد مُفهوم
    Kendimizi suçlamamak için kullandığımız saçma bir kelimedir sadece, kendinize hangi lanet yalanı söylerseniz söyleyin ölümün en büyük nedeni bizleriz, insanoğlu, ve bize karşı bir tedavi yok. Open Subtitles إنها مُجرَّد كلِمَة تافهَة نستعملُها بدلَ لومِ أنفسِنا لأنهُ مهما كانَت الكذبَة التي أُخبرتَ بها نحنُ السبب الرئيسي للموت...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more