350 metre altımdaki mürettebat yıkıcı bir füze saldırısına hazırlanıyor Müdür Bey. | Open Subtitles | تحتى ب1200 قدم أيها المُدير هُناك طاقم تم إعداده لشن هجوم بنسبة مُدمرة |
Bazı yorumlara göre Anasazi'nin taptığı doğa varlıkları halk onların kutsal kurallarına uymaya son verince yıkıcı şeytanlara dönüşmüş. | Open Subtitles | وقد تكّهن البعض بأنهم عبدوا أرواح الطبيعة التي باتت شياطيناً مُدمرة عندما توقف المجتمع الحفاظ على قوانينهم المقدسة |
Ancak bazılarımız yıkıcı bir hasar gördü | Open Subtitles | لكن البعض منا يعاني من إصابة مُدمرة |
Hiç "mahvolmuş kadın" deyimini duydun mu? | Open Subtitles | هل سمعت من قبل عن تعبير "امرأة مُدمرة"؟ |
Ben olup olabilecek en mahvolmuş kadındım. | Open Subtitles | أجل، كنت مُدمرة مثل أي امرأة |
Bunun kesinlikte ölümüyle sonuçlanacağı beni harap etmişti. | Open Subtitles | كنت مُدمرة من اليقين بأن هذا حتماً سيقودها لموتها. |
Bunun onu harap ettiğini biliyorum ve o zamandan beri eHarmony sitesinden eziklerle çıkıyor. | Open Subtitles | أعلم إنها كانت مُدمرة بسبب ذلك و تقوم بمواعدة الفشلة على موقع منذ ذلك الحين eHarmony |
Hareketlerinin nasıl yıkıcı sonuçlar doğuracağını anlamasını sağlayabilirsin. | Open Subtitles | بوسعك التوضيح له كم ستكون أفعاله مُدمرة |
yıkıcı bir vuruş olabilir. | Open Subtitles | ستكون الضربة مُدمرة. |
yıkıcı. | Open Subtitles | مُدمرة.. |
Yuva yıkıcı fahişe seni! | Open Subtitles | مُدمرة زيجات! |
Parçalanmış, üzgün ve mahvolmuş bir aileyiz. | Open Subtitles | عائلة منكسرّة، مُدمرة |
Ve mahvolmuş bir bahçemiz. | Open Subtitles | و حديقة مُدمرة |
Hayatın gerçekten mahvolmuş durumda mı, Blair? | Open Subtitles | هل حياتك مُدمرة حقاً، (بلير)؟ |
Evini harap edilmiş bir şekilde bulabilirsin. | Open Subtitles | ربما قد تجدين قريتك مُدمرة |
Ama sonrasında Polly çok harap oldu. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك (بولي) كانت مُدمرة تمامًا |