Bunu şimdi biliyorum ama o zamanlar bizim gözümüzde korkunçtu ve bizler küçük birer çocuktuk. | Open Subtitles | أنا أدرك ذلك الآن ، لكنه كان ضخماً رجلاً مُرعباً ، و .. كُنا مُجرد طفليتن. |
korkunçtu. | Open Subtitles | وبكل امانة كان الأمر مُخيفاً, كان مُرعباً. |
Biliyorum zamana ihtiyacın var her şeyi düşünmek istiyorsun ve bunu anlıyorum ama başına gelenler çok korkunçtu. | Open Subtitles | أعلم ، أعلم أنكِ تحتاجين إلى وقت للتفكير بشأن كل شيء وأتفهم هذا لكن ما حدث كان مُرعباً |
Gagalar, pençeler, kendi kakalarıyla kaplamışlardı korkunçtu. | Open Subtitles | منقار، ومخالب، ويُغطيهم موادهم البرازيّة، كان أمراً مُرعباً حقاً. |
Tanrım ne korkunçtu. | Open Subtitles | ياربي كان مُرعباً |