"مُسدّس" - Translation from Arabic to Turkish

    • Silah
        
    • silahını
        
    • silahım
        
    • Silahı
        
    • silahın
        
    • tabanca
        
    • silahtan
        
    • tabancası
        
    • silahlı
        
    • silahla
        
    Giriş yarasına bakacak olursak, küçük kalibreli bir Silah olduğunu söyleyebilirim. Open Subtitles بناءً على جُرح دخول الرصاصة، فسأقول أنّه مُسدّس من عيار صغير.
    Silah suçundan 5 yıl hapis yattı ve suikast düzenlemeden de şartlı tahliye edilmiş. Open Subtitles أقرّ بالتهم الثلاثة. قضى عقوبة سجن بتهمة حمل مُسدّس وهو حالياً بإطلاق سراح مشروط بتهمة التآمر للتوزيع.
    Böyle zamanlarda, silahını masanda bırakacağına yanında taşırsan daha güvende his ederim. Open Subtitles في أوقاتٍ كهذه، أتمنّى لو كنت أكثر إرتياحاً بحمل مُسدّس معك، وليس وضعه على طاولتك.
    Sevgili Douglas, eğer bu notu okuyorsan babamın ordudan kalma silahını buldun demektir. Open Subtitles "عزيزي (دوغلس)، أن كنت تقرأ هذه الرساله فذلك لأنك وجدت مُسدّس والدي القديم"
    Belki de silahım olduğunu bildiği için. Open Subtitles ربّما لأنّه يعرف أنّ لديّ مُسدّس. وهو ما قد عطيتُه إيّاه.
    Gaspçının Silahı, kurbandan çıkartılan mermi ile uyuşmuyor. Open Subtitles مُسدّس اللص لا يُطابق الرصاصة التي أستخرجت من ضحيتنا.
    Gözüme çarptı. Yatağın üzerinde susturuculu bir silahın ne işi vardı? Open Subtitles ما الذي يفعله مُسدّس مع كاتم للصوت بالخارج على السرير؟
    O şerefsizlere suyumu çalmayı bırakmalarını söyledim. İçlerinden biri bana tabanca çekti. Open Subtitles قلتُ لأولئك الحُقراء أن يتوقفوا عن سرقة مائي، وقام أحدهم بسحب مُسدّس دوّار.
    Kurşun senin adına kayıtlı bir silahtan ateşlenmiş. Open Subtitles الرصاصة جاءت من مُسدّس مُسجّل لكِ.
    Kız kardeşimin yerini ifşa edebilecek bir polis tabancası. Open Subtitles إنّه مُسدّس شرطي، يعود أثره لأختي.
    Binama birinin Silah sokması neredeyse imkansız. Open Subtitles إنّه لمن المستحيل عملياً إدخال مُسدّس إلى داخل المبنى.
    Peki ya binaya Silah sokması gerekmiyorsa? Open Subtitles ماذا لو كان لا يحتاج إلى إدخال مُسدّس إلى داخل المبنى؟
    Evine gizlice girdiğini ve daha önceden çalınmış bir Silah çaldığını mı? Open Subtitles أنّك إقتحمت منزله لسرقة مُسدّس مسروق بالفعل؟
    Biri, güvenlik görevlisine Carter'ın silahını ve telefonunu almasını söyledi, sonrada onu ölürdü. Open Subtitles (جاين). أحدهم أمر الحارس الأمني أن يأخذ مُسدّس (كارتر) وهاتفه ومن ثمّ يقتله.
    Biri, güvenlik görevlisine Carter'ın silahını ve telefonunu almasını söyledi, sonrada onu ölürdü. Open Subtitles أحدهم أمر الحارس الأمني أن يأخذ مُسدّس (كارتر) وهاتفه ومن ثمّ يقتله.
    Ayrıca silahım da var. Open Subtitles أجل، ذلك يسير بكِلا الاتجاهين يا صاح. ولديّ مُسدّس.
    Benimse silahım ve fenerim var. Open Subtitles -أمّا أنا فلديّ مُسدّس ومصباح يدوي .
    Yani Silahı almakla kalmamış onu kullanmış da. Open Subtitles إذن، ليس أنّها اشترت مُسدّس فحسب، بل استخدمته أيضاً.
    Senin silahın, senin mermilerin... Open Subtitles مُسدّس ورصاصاتك.
    Oyuncak tabanca o, alıştık artık. Open Subtitles إنه مُسدّس لعبة ، لقد إعتدنا عليه
    Tanığımız, bir şeyler fırlatıldığını ve Wilder'ın kafasına tutulan bir silahtan bahsettiğini duyduğunu söyledi. Hayır. Open Subtitles قال شاهدنا أنّه سمع أشياء تُرمى، وأنّ (وايلدر) قال شيئاً عن تصويب مُسدّس لرأسه.
    Çalıntı bir polis tabancası. Open Subtitles مُسدّس شرطي مسروق
    silahlı bir kımıl zararlısı. Open Subtitles مُسدّس صغير مع رصاصات تتلاشى؟ رصاصات جليديّة، وبراغيث مع مُسدّسات...
    6 hafta önce çalıntı bi silahla yakalandı. Open Subtitles ألقي القبض عليه قبل ستة أسابيع لحيازته مُسدّس مسروق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more