Okula gitmek zorunda değiliz biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تعرفين أننا لسنا مُضطرين للذهاب للمدرسة، صحيح؟ |
Yani muhteşem hissediyorum çünkü Downton'dan ayrılmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | أعني، أشعر بشكلٍ رائع لأننا لسنا مُضطرين لمغادرة "داونتون" |
Siz ikiniz bakmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | جيّد، أنتما لستُ مُضطرين لنظر بهذا. |
Gerçekten zorunda kalmasak sence Bentley'de yaşar mıydık? | Open Subtitles | " أتعتقد حقاً أنني سأود العيش في " بينتلي إذا لم نكُن مُضطرين لفعل ذلك ؟ |
Hadi ama gitme. Patton'ı izlemek zorunda değiliz. | Open Subtitles | بربِّك، إبقى (لسنا مُضطرين لِمُشاهدة فيلم (باتون |