Diğergâmlığın bir matematiksel denklem kullanarak, evrimsel mantığını açıklayan bir yolla ortaya çıktı. | Open Subtitles | بإستعمال مُعادلة رياضيّة, خرج بطريقة توضّح المنطق التطوّري في الإيثار. |
Dövmede bir denklem gizli. | Open Subtitles | تُوجد مُعادلة مُخبأة في الوشم |
O denklem değil, tecrübe. | Open Subtitles | هذهِ ليست مُعادلة ! .. |
Lâkin siz onun dengisiniz Bay Strange. Onun dengi sizsiniz. | Open Subtitles | ولكنكَ مُعادلة، سيد (سترانيج)، أنتَ مُعادلة. |
Siz onun dengisiniz. | Open Subtitles | أنتُ مُعادلة. |
George Price'ın denklemi yakın zamana kadar büyük ölçüde göz ardı edildi veya unutulduysa da şimdi evrim çalışmalarında çok önemli hale geldi. | Open Subtitles | لغاية فترة قريبة, مُعادلة (جورج برايس) نُسيت أو أهملت بشكل كبير, لكنّها أصبحت هامّة جداً في دراسة النظريّة التطوّرية. |
Bir denklem. | Open Subtitles | إنها مُعادلة |
Drake denklemi de bize galaksimizde yörüngeli yüz milyonlarca yıldız ve teknolojisi olan yaklaşık 10,000 gezegen olduğunu göstermekte. | Open Subtitles | حسناً، مُعادلة (دراك) تُبيّن لنا أنّ المدار يدور حول بليون نجم في مجرّتنا، وهناك قرابة عشرة آلاف كوكب لديه حضارة تكنولوجيّة. |
Drake denklemi meşhur oldu. | Open Subtitles | اصبحت مُعادلة (دريك) مشهورة |