"مُعالجة" - Translation from Arabic to Turkish

• tedavi
• şifacı
• terapist
• terapisti
• iyileştirici
• şifacıyım

Aynı zamanda bağlanma duygularını zayıflatan ayrılıklar için kimyasal bir tedavi de hayal edebiliriz.
نستطيع كذلك تصور مُعالجة كيميائية للإنفصالات التي تُضعف من مشاعر التعلق

Burada, yumurta donörünü çiftlerle eşleyen bir üreme tedavi merkezi var.
هناك مركز مُعالجة خصوبة هنـا حيث يتم مطابقة بويضات المُتبرعات ، مع الأزواج.

Bahsettiğimiz o tıbbi araştırma yalnızca önceden tedavi almış hastaları kabul ediyormuş.
التجارب السريريّة لا تقبل إلا مرضى قد اخذوا مُعالجة مُسبقة

Yanımda bir şifacı bulundurmanın zekice olacağını düşündüm.
أعتقد أنه سيكون من الحكمة لإمتلاكي مُعالجة طوال الطريق

terapist olabilmek için okula gidiyordu.
كان سيرتاد الكليّة ليصبح أخصائي مُعالجة

Tamam, peki deneyimli bir katil neden bir terapisti öldürmek istesin?
حسناً، إذن لمَ سيقوم قاتل مُحترف بقتل مُعالجة نفسيّة؟

Ksilofon ve pan flütleri günün yorgunluğunu atmak için toksin arındırıcı olarak kullanılan en iyi iyileştirici enstrümanlardır.
الإكسلفون و المزامير آلات مُعالجة يُفضل اسنخدامها كطريقة لتطهير الجسد بعد يوم مُرهق

Daha çok şifacıyım.
أنا أكثرمن مُعالجة.

İnsanları tedavi etmeye kalkışmak delilik olur benim için.
سيكون جنونيّ لي تماماً مُعالجة الناس. الناس؟

Dedektif işi doğal olarak yaraları tedavi etmektir.
عمل المُحقق هو، بطبع الأمر، يتعلّق بشأن مُعالجة الجراح.

Ama etkili ilaçlar olmadan yaralıları tedavi edemem.
ولكنّي لا أستطيع مُعالجة الجرحى دون الأدوية الكافية.

Ve sen onun fizik tedavi uzmanın olduğunu söylemiştin ama yemedim.
وأنتَ قلتَ بأنّها كانتَ مُعالجة للغضب ولكنّ لم أصدّق ذلك.

Disleksiyi tedavi edebilir misin?
هل يُمكنك مُعالجة عُسر القراءة والكتابة ؟

Çünkü birincisi aynı çeşitlilikde yan etkilerinin olma ihtimali pek yok, ve ikincisi bir takım durumlarda sadece semptomları tedavi etmektense, altında yatan problemi yakalama şansları daha fazlaymış gibi gözüküyor.
أولاً ﻷنّها من غير المرجّح أن تنطوي على نفس مُستوى اﻵثار الجانبيّة و ثانياً، ﻷنّه في عديدٍ من الحالات يبدو أنّها تحوز على فرصةٍ أفضل في مُعالجة المشكلة الضمنيّة

Bu kadın şifacı olarak ortaya çıkmıştı ama zamanla çok farklı yönde değişmişti.
كانت امرأة أتضح أنها مُعالجة ولكن مع مضي الوقت.. تطورت لشئ مختلف كثيراً .

Seni şifacı periye götürsek daha iyi olacak.
من الأفضل أن نأخذكِ إلى جنية مُعالجة

terapist haklıymış.
إذن أعتقد أن مُعالجة الكلام مُحقة.

Oldukça başarılı. Bir terapist.
تحظى بمناصب مرموقة إنها مُعالجة

Eşinizin terapisti benden onunla ilgilenmemi istedi çünkü beyninde bir travma yaşayabileceğinden şüpheleniyor.
تم الطلب من قِبل مُعالجة زوجتُك أن أذهب لأراها، لأنها كانت قلقة أن يكون هُناك بعض الصدمات إلى الدماغ.

Benim Francisco'nun terapisti olduğumu mu sandınız?
-أتعتقدان أنّي كنتُ مُعالجة (فرانسيسكو)؟

Bu programın iyileştirici bir etkisi olabileceğini yaşadıklarımızı atlatmamıza yardım edebileceğini sanmıştık.
ظننا ان المشاركة بالمسلسل قد تكون تجربة مُعالجة ..قد تساعدنا

Ben şifacıyım.
أنا مُعالجة