Ama önce acı çekecek, uzun ve şiddetli. | Open Subtitles | ولكن أولا ً، يجب أن نجعلهُ يُعاني مُعاناة طويلة ومؤذية |
Hiçbirimiz bir tür acı yaşamadan hayatın üstesinden gelemeyiz. | Open Subtitles | لا يُمكن لأحدٍ منّا أن يقضي حياته دون مُعاناة ألمٍ من نوعٍ ما. |
Sonraki insanoğlu sensin acı çekilmeyen bir hayat. | Open Subtitles | ، أنت الخطوة التالية وجود حيث لا توجد مُعاناة |
Bence en çok acı çekenler, kalplerinin arzuladığını görmezden gelip hayatlarının geri kalanı boyunca bunun pişmanlığı içinde yaşayanlardır. | Open Subtitles | أظن أن الأكثر مُعاناة هم أولئك الذين يتجاهلون و يعيشون .بقية حيواتهم نادمين عليها |
Niyeymiş? acı çeken bir yaratık yüzünden ortalığı telaşa verdiği için mi? | Open Subtitles | لأنه يُجادل البعض بسبب مُعاناة البقية؟ |
acı. Dinmek bilmeyen acı. | Open Subtitles | المعاناة ، مُعاناة لا تنتهي |
Gerçek acı. | Open Subtitles | مُعاناة حقيقية. |