"مُعدّات" - Translation from Arabic to Turkish

    • ekipmanı
        
    • ekipmanımız
        
    • ekipmanlarını
        
    • güdüm cihazını
        
    • seti
        
    Silahlar terörizm olayına uyuyor olabilir ama ya telefon dinleme ekipmanı? Open Subtitles اسمع، يُمكن أن تتناسب المُسدّسات مع الإرهاب، لكن مُعدّات التنصّت؟
    Kaydı korumak istediğim için montaj ekipmanı kullanarak bunu yaptığı o yarım, belki de bir saniyelik kısmı kesip yeniden birleştirdim, görüntüdeki bir kopukluk gibi gözüktü. Open Subtitles أريدت بشكل ما أن أحتفظ بالشريط، أنا فى الحقيقة إستخدمت مُعدّات التعديل.. وقصصت نصف الثانية أو الثانية تِلك. عندما فعل ذلك و جمعتُهم سوياً..
    Kamera ekipmanı ya! Open Subtitles إنّها مُجرّد مُعدّات كاميرا وحسب.
    Efendim, yeni ekipmanımız var mı? Open Subtitles سيّدي، هل سنحصل على مُعدّات جديدة ؟
    Herc, senden Marimow'un ISD'ye gönderdiği dinleme ekipmanlarını geri almanı istiyorum. Open Subtitles هيرك) ، أريدك أن تتولى) إعداد وثائق إعادة طلب مُعدّات التنصّت (والتي تخلّص منها (ماريمو
    Yön güdüm cihazını kontrol. Open Subtitles تفحّص مُعدّات الملاحة.
    Tamam, elimizde şarap muhafaza seti, yanıcı pinpon topları kayıp bir çocuk ve hiçbir şey çalınmayan bir soygun var. Open Subtitles حسناً، مُعدّات حفظ نبيذٍ، كُرات كُرة طاولة مُشتعلة، طفل مفقود، وسرقة حيث لمْ يُسرق شيءٍ.
    - Casus ekipmanı. Open Subtitles تلك مُعدّات جاسوس.
    Yapım ekibi için gerçeğine benzer laboratuvar ekipmanı kiralamak daha hesaplı oluyor bu yüzden elimizde tamamen fonksiyonel bir laboratuvar mevcut. Open Subtitles كان ميسور التكلفة للإنتاج لإستئجار مُعدّات حقيقيّة من أجل بناء نظرة مُشابهة، -لذا فإنّ هذا مُختبر فعّال تماماً .
    Walter, orada laboratuvar ekipmanı ve çabuk pişiren fırından başka bir şey yok. Open Subtitles (والتر)، لا يُوجد شيء هناك إلاّ مُعدّات المُختبر وفرن إعداد الكعك السهل.
    Kaliforniya'da böyle dinleme ekipmanı olan birkaç kişi vardır ancak. Open Subtitles لا يُوجد سوى قلّة من الناس في (كاليفورنيا) لديهم هذا المقدار الكبير من مُعدّات التنصّت.
    Kan grubunu tespit edecek ekipmanımız yok. Open Subtitles ليس لدينا مُعدّات تحليل فصيلة الدم.
    Şimdiye kadar sadece ikram servisinden biri Holly'nin ekipmanlarını kuran birini gördüğünü hatırlıyor. Open Subtitles ليس هناك إلاّ شاهدة واحدة، مُتعهّدة حفلاتٍ، تتذكّر رؤية رجل يُركّب مُعدّات (هولي) الليلة الماضية.
    Yön güdüm cihazını kontrol ediyorum. Open Subtitles -أنا أتفحّص مُعدّات الملاحة .
    Ayrıca bir demir testeresi bulundu gizli saksılar, aynı marka diğer araçları içinde Abel seti, izleri ile kurbanın kan. Open Subtitles وجدنا منشاراً أيضاً مُخبّأ في المزرعة، نفس الشركة كالأدوات الأخرى في مُعدّات (أبيل) مع آثار من دم الضحيّة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more