Aynı zamanda birkaç gün içinde beş parasız kalacaklarını da biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف كذلك أنهم خلال يومين سيكونون مُفلسين. |
Kuzenlerimin çoğu beş parasız olduğu için, bu satış herkesi çok ama çok zengin edecek. | Open Subtitles | "العديد من أقاربي مُفلسين والبيع سيجعل جميعنا أثرياء جداً" |
Gerçek şu ki, bizi beş parasız bıraktı. | Open Subtitles | الحقيقة هي، هو تركنا مُفلسين |
Ailesinin son şansıymış bu. Karınları açmış, hiç paraları da yokmuş. | Open Subtitles | كانت تلك فرصة أسرتها الأخيرة، إذ كانوا جياعًا مُفلسين. |
Ailesinin son şansıymış bu. Karınları açmış, hiç paraları da yokmuş. | Open Subtitles | كانت تلك فرصة أسرتها الأخيرة، إذ كانوا جياعًا مُفلسين. |
Paramız yok. Saçmalık! | Open Subtitles | -نحنُ مُفلسين . |
Bridget ile ilk zamanlarımızda, beş parasız gibiydik bu yüzden de şu ucuz yüzükleri değiş tokuş etmiştik ama ilk milyonumu kazandıktan sonra rodyum ve platinyumdan yapılma bir çift almıştım. | Open Subtitles | عندما خرجنا أنا و(بريدجيت) لأوّل مرة كُنا مُفلسين. إذاً تبادلنا هي القيود البسيطة. وبعدما حققت أولّ ثروة لي، استطعتُ أن أشتري خواتم مصنوعة من (الروديوم) و(البلاتنيوم). |
beş parasız mıyız? | Open Subtitles | نحن مُفلسين ؟ |
Paramız var Joe. | Open Subtitles | -لسنا مُفلسين يا (جو ). |