Cesedin bozulması işe yarar DNA örneği almanın imkânsız olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | حالة تحلل الجثة تعني أنّه مِن المُستحيل الحصول على أيّ حمض نووي مُفيد. |
Bir gün elbet işe yarar diye almıştım. | Open Subtitles | لكنّي إعتقدتُ أنّه شيء مُفيد أن يكون في مُتناولك. |
Son zamanlarda bu virüsün içini aramaktayım ama çok zor öldürüyor faydalı birşey üzerinde uğraşıyorum. | Open Subtitles | لقدّ كلُنتُ أتفقد هذا الفيروس مؤخراً. لكنىّ شغلتُ يداىّ بقوه فى شىءٍ مُفيد. |
faydalı olduğunu sandığım bir şey söyleyene dek, evet. | Open Subtitles | حتى أستطيع أن أفكّر بشيء مُفيد لأقوله، نعم. |
Benim çakmağımı kullanabilirsin diye düşünmüştüm. Yardımcı olduğum için beni dava et. | Open Subtitles | إعتقدت فقط أنك ترغبين فى إستخدام القداحة لذا قومى بمقاضاتى على كونى مُفيد |
Eğer bize Yardımcı olmazsan, pek işe yaramazsın... ..ve işe yaramazsan, o halde seni canlı tutmanın anlamı yoktur. | Open Subtitles | تعلم , إذا كنت لن تُساعد إذاً فأنت غير مُفيد لنا و إذا كنت غير مُفيد لنا , إذاً فلا يوجد سبب حقيقى فى إبقائك على قيد حياه أطول من ذلك |
İşe yarar bir şifre listesi için yeterince şahsi bilgi toplayamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكنك جمع ما يكفي من المعلومات الشخصية لإنشاء قاموس مُفيد لتبين الكلمة السرية |
İşe yarar bir şifre listesi için yeterince şahsi bilgi toplayamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكنك جمع ما يكفي من المعلومات الشخصية لإنشاء قاموس مُفيد لتبين الكلمة السرية |
Öyle, ben de açıktan okul bitirmek ya da yetişkinler için step dansı resitali gibi hayatında işe yarar bir şey yapmaya kalktığında ben de iade-i ziyaret yapacağım. | Open Subtitles | حسنًا ، وسوف أكون على يقين من رجوع الدين لك وتخريب محاولتك الأخيرة لعمل شيء مُفيد في حياتك مثل |
Dün akşam yağan yağmur orada işe yarar bir şey bulmayı zorlaştıracak. | Open Subtitles | المطر الليلة الماضية جعل من الصعب إيجاد شىء مُفيد بالخارج هنا |
Vay canına, bu çok işe yarar arkadaşlar. Okuyun bence. | Open Subtitles | رائع، هذا مُفيد يا رفاق يجب أن نقرأه. |
Ama biraz işe yarar şeylere odaklanalım. | Open Subtitles | لكن دعينا نُركّزُ على شيء مُفيد هنا |
Dedektiflikte ziyadesiyle faydalı olduğumu ispatlamamış mıydım? | Open Subtitles | ألم أثبت أنني مُفيد للغاية في التحقيق بالجرائم ؟ |
"Buralarda okursan daha faydalı olacağına inanıyorum." | Open Subtitles | أنا متأكد أنّ ما تدرسيه سوف يكون مُفيد |
Web siteniz, ortaokulda beni reddeden kızlarla tekrar iletişim sağlamak için inanılmaz faydalı. | Open Subtitles | موقعك الألكترونيّ مُفيد جداً، للإتصال بالفتيات... الذين يعترضون على أعمالي، بالمدارس الإعدادية... |
İnsan yapısı olsa bile faydalı. | Open Subtitles | ومع ذلك هو "مُفيد" بالرغم من كونه مفهوم أنساني |
Bunun faydalı bir takip olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | وهى تعتقد أنه أمر مُفيد لى. |
Bunun ne kadar faydalı olacağını tahmin bile edemezsin. Ne demek istiyorsun ? | Open Subtitles | ليس لديك فكرة كم هذا مُفيد |
Gerçekten ölmüş olsan belki ancak bu kadar Yardımcı olurdun. | Open Subtitles | أنت مُفيد مثل ضحية جريمة قتل فعلي. |
Yardımcı oldu mu bu yoksa saçma mı geldi? | Open Subtitles | هل هذا كلام مُفيد أم مجرد ثرثرة؟ |
Hatırlayabildiğin her şey Yardımcı olabilir. | Open Subtitles | أى شىء تستطيع تذكره سيكون مُفيد |