Bu işi yürütme konusunda Mükemmel bir fırsatınız var. | Open Subtitles | لديكم فرصة مُمتازة . لجعل هذا الأمر يفلَح |
Alına su dökmek doğum öncesi işlenilen günahlardan arınmak için Mükemmel bir yol olarak görülebilir. | Open Subtitles | رشّ الماء على جبينها يبدو وكأنّها طريقة مُمتازة لمُواجهة الخطايا التي ارتكبتها قبل ميلادها. |
Dönümlerce pamuk halihazırda ekilmiş durumda ekin verdi ve Mükemmel durumda. | Open Subtitles | لقد تم زراعة أفدنة من القطن بالفعل ظهرت للعيان وكانت في حالة مُمتازة |
Önemli değil. harika bir uyku gecesiydi. | Open Subtitles | لا بأس , لقد كانت ليلة مُمتازة للنوم |
Buranın çilekli pastasının harika olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ كعكة الفراولة هنا مُمتازة. |
Bu harika bir sunumdu. | Open Subtitles | تلك إشارة مُمتازة. |
Hala oradaki insanları sorgulamanın iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً، ما زلتُ أعتقد أنّ استجواب الناس هناك فكرة مُمتازة. |
Bütün parçaları, bütün sistemleri bu şeyin her yeri Mükemmel fabrika çıkışı durumunda. | Open Subtitles | كُلجُزءكل نظام... . كُل بوصة مربعة من هذا الشئ في حَالة مُمتازة. |
Mükemmel bir kas yapın var da. | Open Subtitles | أعني، أنتِ لديكِ عضلات مُمتازة. |
Hayır, anlamıyorum Dr. Schwartz. Sağlığı Mükemmel. | Open Subtitles | لا، لا أفهم ذلك يا دكتور شوارتز)، إنه بصحة مُمتازة) |
Mükemmel oldu. | Open Subtitles | المياه مُمتازة. |
- Mükemmel kayıtlar tutuyorsun, Herman. | Open Subtitles | " أنت تحتفظ بسجلات مُمتازة يا " هيرمان |
- Mükemmel bir fikir. | Open Subtitles | هذه فكرة مُمتازة |
Mükemmel sıcaklık. | Open Subtitles | -درجة الحرارة مُمتازة. |
Hayır, bu harika. | Open Subtitles | لا، إنها مُمتازة. |
- harika bir fikir. | Open Subtitles | هذه فكرة مُمتازة. |
Alan, atöylem için harika. | Open Subtitles | هذه المساحة مُمتازة لورشتي |
Eldritch, harika görünüyorsun. | Open Subtitles | -ألدريتش)، تبدو بحالة مُمتازة. |
- harika bir fikir, Spice. - Evet. | Open Subtitles | (ـ إنها فكرة مُمتازة يا (سبايس ـ أجل |
Restorasyondan sonra hiç gitmedim ama eski Grand'te bir kemiksiz pirzola yaparlardı... | Open Subtitles | لمْ أزره منذ تمّ تجديده، لكن المطعم القديم يُقدّم قطع أضلع مُمتازة. |
Bence inşaat potansiyeli yüksek bir yer. | Open Subtitles | و أعتقد أنها تمتلك أمكانيات بناء مُمتازة |