Senin için özel bir şey yapmak istiyoruz. | Open Subtitles | ونريد أن نفعل شيئًا مُميّزًا من أجلك. |
Hikâyem deneysel amaçla hayvan kesme, kendi etini yeme "whoroborus" adını verdiğim küçük özel bir detay içeriyor. | Open Subtitles | لديّ تشريح الحيوانات الحيّة، أكل لحم الذّات، وشيئًا صغيرًا مُميّزًا أدعوه "هوروبورس". |
Hikâyem deneysel amaçla hayvan kesme, kendi etini yeme "whoroborus" adını verdiğim küçük özel bir detay içeriyor. | Open Subtitles | لديّ تشريح الحيوانات الحيّة، أكل لحم الذّات، وشيئًا صغيرًا مُميّزًا أدعوه "هوروبورس". |
Senin gözünde onu bu kadar özel yapan şeyin ne olduğunu görmek istedim. | Open Subtitles | -أردتُ أن أرى ما رأيتَه فيه يجعله مُميّزًا جدًّا . |
Senin gözünde onu bu kadar özel yapan şeyin ne olduğunu görmek istedim. Ve? | Open Subtitles | -أردتُ أن أرى ما رأيتَه فيه يجعله مُميّزًا جدًّا . |
Senin gözünde onu bu kadar özel yapan şeyin ne olduğunu görmek istedim. Ve? | Open Subtitles | -أردتُ أن أرى ما رأيتَه فيه يجعله مُميّزًا جدًّا . |
Çünkü et değil, bugün yapılmadı ve özel değil. | Open Subtitles | -هذا لأنّه ليس لحمًا، ليس مصنوع اليوم، وليس مُميّزًا . |
Tabii ki yatmayacağım ama bu akşam sanki özel bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | -بالطّبع لا . لكنّ الليلة أفكّر أنّ هنالك شيئًا مُميّزًا هنا، أعني، لقد تحدّثنا وضحكنا... |
Ben sadece Randall ve çocuklar için her şey çok özel olsun istedim. | Open Subtitles | أريد فقط أن يكون اليوم مُميّزًا من أجل (راندال) والبنات |