Akşam yemeğine ve gündüz gözü barbeküye uygun. | Open Subtitles | مُناسب للعشاء وحفلات الشواء النهارية في فصل الصيف. |
Burası anlaşmanın sana düşen tarafını gerçekleştirmek için uygun bir yere benziyor. | Open Subtitles | حسنٌ ، هذا مكان مُناسب لتوفي بجزء بسيط من إتفاقنا. |
O zaman amacına uygun bir aday bulmalıyız. | Open Subtitles | إذن علينا أن نعثُر على شخص ما مُناسب لِحالتنا. |
Hiç kimse istemiyor. Anlamıyorum. Fiyatı da uygun. | Open Subtitles | لا أحد يُريدها, لا أفهم السبب من ذلك أعلم أن السعر مُناسب وصحيح |
Daha iyi bir teori göstermemizin tek yolu da şu an size onu sunmamızdır. | Open Subtitles | الطريقة الوحيد لإظهار دليل .نظري مُناسب هو تقدميه |
Boyumun kısalığını görmezden gelip benim onun için uygun olduğumu ve onu sevdiğimi anlayacaktı. | Open Subtitles | من المُفترض أن تتغاضى عن طُولي وتتيقّن أنّي مُناسب لها وأحبّها. |
Beni bu kafesten çıkartmayı uygun görürsen onu sana geri getiririm, zarar görmeden. | Open Subtitles | لذا لو رأيت أنّ الأمر مُناسب لتحريري من هذا القفص، فسأعيده إليك، من غير سوء. |
O zaman benim de çalışmak için uygun bir yere ihtiyacım var. Beni araba tutar. | Open Subtitles | حينها سأحتاج إلى مكان مُناسب لأعمل فيه،أنا أصاب بالمرض من السيارة |
Buldum. uygun boyutlarda bataklık ve bitişiğinde bir ahır. | Open Subtitles | وجدته، مُستنقع حجمه مُناسب مع حظيرة مُجاورة. |
Bunu ortaya çıkartmak için uygun zaman olmadığı da ortada. | Open Subtitles | ومن الواضح تماماً أنّ الوقت غير مُناسب للكشف عنه. |
uygun yetkisi olmayan bir piyonla konuşmaya gelmedim buraya. | Open Subtitles | أنا لست هُنا للتحدث مع بيدق بلا تصريح مُناسب |
Bana hiç uygun olmayan biriyle beraberim. | Open Subtitles | حسناً ، أنا أواعد رجل غير مُناسب بالمرة لي |
Öyleyse, sanırım, uygun şekilde adlandırılmışlar. | Open Subtitles | . حسناً ، إذاً فإسمهم مُناسب ، كما أعتقد |
Daha uygun bir zamanda tekrar görüşelim. | Open Subtitles | لنرى بعضنا البعض مرة أخرى في وقت مُناسب |
İşletme yüksek lisansıma uygun bir kullanım alanı. | Open Subtitles | استخدام مُناسب لماجيستير ادارة الاعمال |
Ama ofise uygun olduğundan henüz emin değilim. | Open Subtitles | لكنّي لستُ متأكد بانه مُناسب للمكتب |
Evet. Bu uygundur. Evet, uygun. | Open Subtitles | ـ أجل، هذا مُناسب ـ أجل، إنه مُناسب |
Taşları benim sayemde uygun olarak değer alıyor. | Open Subtitles | مُجوهراتهم مُثمّنة بشكل مُناسب بفضلي. |
Taşları benim sayemde uygun olarak değer alıyor. | Open Subtitles | مُجوهراتهم مُثمّنة بشكل مُناسب بفضلي. |
Şimdi onun sakinleştiğini varsayarsak burada güvende olduğumuzdan emin olmak için iyi bir zaman olabilir. | Open Subtitles | الآن، إذا أفترضنا حركته بدأت تبطئ، هذا سيكون وقت مُناسب لنحرص إننا في مأمن هُنا. |
Bunun için iyi bir durumda değilim. | Open Subtitles | أنا لستُ في مزاج مُناسب لِهذا. |