Bebek gidince konuşacak hiçbir şeyimiz kalmadı, sıkıcısın ve petrol bazlı saç ürünleri kullanıyorsun. | Open Subtitles | أنت ممل وأنت تستعمل مُنتجات للشعرِ أساسها نفطَ لقد إنتهينا |
Sağlık ürünleri reklamlarına milyonlarca dolar harcandı ! | Open Subtitles | الملايين من الدولارات تُنْفق للإعلان عن مُنتجات الصحّة. |
Hey, bizim - - Müşteriler için bir planımız yoktu biz bir tarafdayken müşteriler diğer tarafdaki ürünleri alıyordu. | Open Subtitles | نحن لمْ نُخطط على الزبائن بشرائهم مُنتجات أخرى بينما كانوا هناك. |
Bazı lüks lokantaların oldukça kıymetli bulduğu bazı gıda ürünlerini pazarlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتعامل في بعض مُنتجات الطعام التي تجدها المطاعم الراقية قيّمة للغاية. |
Neden Rylatech'in ürünlerini kullanmalıyız? | Open Subtitles | -لمَ يجب أن نستخدم مُنتجات (رايلاتك)؟ |
Barb çok pahalı ve iyi ürünleri alıyordu üreticiler bana parayı ödüyorlardı. | Open Subtitles | (بارب) تشتري مُنتجات رائعة بقيمة رائعة، ويتمّ تعويضي مِن قبل الشركات المُصنعة. |
Aram, serpantaryumun 10 mil yarıçapında bebek ürünleri satan tüm mağazaların bir listesine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | آرام) ، نحنُ بحاجة إلى قائمة بكل المتاجر التي تبيع) مُنتجات للأطفال على بُعد 10 أميال من دار الزواحف |
Kendilerine ait özel saç bakım ürünleri bile var. | Open Subtitles | -لديهم حتى مُنتجات شعر خاصّة بهم . |