"مُنفصلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ayrı
        
    Sen şey hakkında konuşuyorsun Ona Ayrı işaretler bırakıcaz. Open Subtitles أنت تتحدّث عن إجراء خُدعة على أربعة أهداف مُنفصلة.
    Yeni arazi almaya gelince, Ayrı ayrı idare etmeyeceğiz ki. Open Subtitles وأما بالنسبةِ لأخذ أراضي جديدة تحت سيطرتنا، نحن لن نُديرها كمَزارع مُنفصلة
    Bilgisayara ulaşmak için, ana kapıdan girmeniz parmak izi okuyuculu asansörü kullanmanız ve 3 Ayrı kombinasyonu olan kilitli kapılardan geçmeniz gerekiyor. Open Subtitles لتصل للحاسوب الرئيسي، ستحتاج لعبور البوابة الرئيسية ثم المصعد الذي يعمل ببصمات الأصابع وبعدها فتح ثلاثة أقفال مُنفصلة
    Ayrı bir mesele için mi buradasınız yoksa her zamanki anlaşmamız için mi? Open Subtitles هل أنتِ هُنا لمسألة مُنفصلة أم للأمر الإعتيادي ؟
    Her alıcıya Ayrı kuruluşlar tarafından ödeme yapılmış. Open Subtitles تم الدفع لجميع المُستجيبين من قِبل كيانات مُنفصلة
    Her tablo arkasındaki duvara beş Ayrı kablo ile bağlı. Open Subtitles كل لوحة مُرتبطة بخمسة سلوك مُنفصلة مُرتبطة بالحائط خلفها
    İşi hallettik, içeriden mutlu mesut çıktı "görev tamamdır" dedi, Ayrı yollara yönelip gittik. Open Subtitles أدّينا المُهمة، وأصبح سعيداً، وقال "أنجزت المُهمّة"، ومن ثمّ ذهب كلانا بطرق مُنفصلة.
    ..onları koğuşun Ayrı bölgelerine koyun Open Subtitles دعيهم في غرف مُنفصلة بالمستشفى
    Bunk Moreland'ın elinde Partlow hakkında Ayrı bir cinayetten arama emri var. Open Subtitles (بانك مورلاند) لديه مذكرة قبض بحق (بارتلو) بخصوص جريمة قتل مُنفصلة
    Ayrı yatak odaları? Open Subtitles غرف نوم مُنفصلة.
    Ayrı odalarda kalmışlar. Open Subtitles لقد مكثا في غرفٍ مُنفصلة.
    Ayrı faturaları. Open Subtitles .فواتير مُنفصلة
    Bak ne diyeceğim, Clyde, Ayrı odalarda kalmaktansa birleşik süit tutarım. Open Subtitles سأخبرك أمراً، يا (كلايد) سأحجز جناحاً يتألّف من غرفتين مُتجاورتين... بدلاً من مكوث كلاً منّا بغرفة مُنفصلة.
    Darwin, insanın Tanrı tarafından Ayrı ayrı yaratılmadığı, bizim de doğadaki diğer her şey gibi sadece evrim geçirmiş olduğumuz fikrini ortaya attı. Open Subtitles أطلق (داروين) العنان لفكرته القائلة أنّ الخالق لم يخلق الإنسان بصورة مُنفصلة, بل أنّنا نتطوّر شأننا شأن أيّ شيء في الطبيعة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more