"مُواطن" - Translation from Arabic to Turkish

• vatandaş
• vatandaşı
• vatandaşıyım
• sivile
• uyruklu

Meçhul kalmayı isteyen gizli bir vatandaş tarafından yapılmış.
تمّ إجراء الإتّصال من قبل مُواطن عادي الذي يرغب في أن يظلّ مجهولاً.

Benim için hiç önemli değil diyemezsin. Sen kanun adamısın bir Baş komiser ajansın, o ise sadece bir vatandaş.
إنّه يُمثل لك شيئاً بالتأكيد، فأنت ضابط قانون، عميل مُشرف، وهُو مُواطن.

Kanunlara uyan bir vatandaş ve her kuruşu hakkımla kazandım.
أصبحت مُواطن يُطيع القانون واستحقيت كل دولار سأحصل عليه

Pasaportunda İsviçre vatandaşı olduğu yazıyor.
جواز سفره يُشير أنّه مُواطن سويسري.

F.B.I'dan ajan Kimball Cho , şunu bilin ki Texas eyaletinin bağımsız bir vatandaşıyım ve federal hükümetinizin ya da sahip olduğunu iddia ettiğiniz herhangi bir polis otoritesinin meşruluğunu tanımadığımı söylemek istiyorum.
أيّها العميل (كيمبل تشو) من المباحث الفيدراليّة، فلتعلم أنّي مُواطن مُستقل عن ولاية (تكساس) ولا أعترف بشرعيّة الحكومة الفيدراليّة أو سُلطة أيّ شُرطة قد تدّعي أنّك تحوزها.

Hizmet silahını bir sivile yönelttin...
لقد صوت سِلاحك على مُواطن لا , بل كاهن لعين بشارع عمومي

Suudi uyruklu özelleştirilmiş bir Sig'le minibüse ateş ediyor.
مُواطن سعودي، أطلق النار على شاحنة بـ"سيغ" مصنوع خصيصاً.

David Ershon'un dürüst bir vatandaş olduğunu size temin ederim.
دعونيّ أوضح لكم فقط يارِفاق أن (دافيد أرشون) مُواطن عاديّ

Yardımsever bir vatandaş arayıp Swanstrom'u motelde gördüğünü söylemiş.
إتّصال ما من مُواطن فاعل خير، وقالوا أنّهم رأوا (سوانستروم) في النزل.

Yani, ilgili bi vatandaş olmalısın.
. لابد إنك مُواطن مهتم بذلك.

İlgili bir vatandaş yakalamaya çalıştı
مُواطن مُهتمّ حاول تصوير

Ve Daniel Casey'yi vatandaş olarak görme.
ولا تعتبر (دانيال كايسي) مُواطن.

Romalı bir vatandaş.
مُواطن رومانى.

Bir adam iki bacağından birden oldu. Bir Amerikan vatandaşı.
رجل تفجرت قدميه، مُواطن أمريكي

- Koloni vatandaşı mısınız?
-هل أنت مُواطن من المستعمرة؟

FBI'dan ajan Kimball Cho şunu bilin ki Texas eyaletinin bağımsız bir vatandaşıyım ve federal hükümetinizin ya da sahip olduğunu iddia ettiğiniz herhangi bir polis otoritesinin meşruluğunu tanımadığımı söylemek istiyorum.
أيّها العميل (كيمبل تشو) من المباحث الفيدراليّة، فلتعلم أنّي مُواطن مُستقل عن ولاية (تكساس) ولا أعترف بشرعيّة الحكومة الفيدراليّة أو سُلطة أيّ شُرطة قد تدّعي أنّك تحوزها.

Bir sivile su tahtası uygulamak. Bir sınıf öğretmenine.
تعذيب مُواطن بالغرق , مُدرِّسة.

Hasim Farouk Suudi Arabistan uyruklu ve burada bir öğrenci olarak yaşıyormuş.
حسناً، (هاشم فاروق) هُو مُواطن سعودي يعيش هنا كطالب.