| İnşallah kumluktur, kayalık değildir. | Open Subtitles | دعينا نأمل أنه الشاطئ وليس صخورا. |
| - İnşallah Stephen Chase'dir. | Open Subtitles | دعونا نأمل أنه ستيفن تشاس |
| İnşallah çamaşırlarını yıkamamıştır. | Open Subtitles | و نأمل أنه لم يقم بغسيله |
| En kötü yerlerde bile hâlâ iyi insanların olduğunu ümit ediyoruz. | Open Subtitles | نأمل أنه ما يزال هناك أناس أخيار في الأماكن الأكثر فساداً. |
| En kötü yerlerde bile hâlâ iyi insanların olduğunu ümit ediyoruz. | Open Subtitles | نأمل أنه ما يزال هناك أناس أخيار في الأماكن الأكثر فساداً. |
| Hızlıca verilecek bir eğitim sayesinde, yakında bize geçmiş hayatıyla ilgili en ilginç bilgileri vereceğini umuyoruz." | Open Subtitles | نأمل أنه عما قريب سيكون قادرا على إخبارنا بماضيه الغريب |
| İnşallah yanılmıyordur. | Open Subtitles | دعنا نأمل أنه ليس مخطئاً |
| İnşallah Russell Nash'in bir sopaya geçirilmiş kafası değildir. | Open Subtitles | عدنا نأمل أنه ليس رأس (راسل ناش) على عصا. |
| Bunu yapanı yakalamamız için yardım edeceğinizi umuyoruz. | Open Subtitles | كنا نأمل أنه بإستطاعتك مساعدتنا في القبض على هؤلاء الأشخاص الذين قاموا بهذا |
| Bizi diğer kazazedelerin yanına götürebileceğini umuyoruz. | Open Subtitles | نأمل أنه يمكنكِ أن تقودينا إلى ناجين آخرين |
| Ama bu konuda bizimle işbirliği yapmasını umuyoruz. | Open Subtitles | لكننا نأمل أنه سيتعاون معنا في هذه الأزمة |