"نادرٌ" - Translation from Arabic to Turkish

    • nadir
        
    • ender
        
    Douglas köknar ağaçları bu ormanda çok, çok mu nadir? Open Subtitles هل هذا النوع من الشجر نادرٌ جداً في الغابات
    William Hastings'in nadir görülen bir kanseri vardı ve hastalığı son evredeydi. Open Subtitles لقد كان ويليام هاستينغ مصاباً بنوع خبيث من السرطان و هو نادرٌ جداً
    nadir bir nörolojik semptoma sıkıcımı diyorsun? Open Subtitles عَرَضٌ عصبيٌّ نادرٌ للغاية وتعتبرينَهُ مملاً؟
    nadir bulunur. Siviller bunlara ellerini süremezler. Open Subtitles نادرٌ جداً ، لايمكن للمدنيين . أن يضعوا أيديهم عليه
    İki tane çok basit yaşam formunun bu şekilde birleşmesi inanılmaz derecede ender olabilir. Open Subtitles يبدو أن نوع الإندماج ذلك بين نوعي حياةٍ أبسط نادرٌ بشكل كبير.
    Çok nadir görülür. Ama belki melezler arasında pek de değildir. Open Subtitles هذا نادرٌ حقاً، لكنّه ربّما ليس نادر الحدوث بين الهجائن.
    Ama demek istediğim bu tip bir çıkıntının çok nadir görüldüğü ve ikisinin de aynı çıkıntıya sahip olduğu. Open Subtitles القصد هو أنّ شذوذاً كهذا نادرٌ للغاية، و كِلاهما يملك الشذوذ ذاته بالضبط.
    Dünya'nın yüzeyinde oldukça nadir ancak göktaşlarında oldukça yaygın. Open Subtitles إنه نادرٌ على سطح الأرض لكن متوفّرٌ في الكويكبات
    Haşhaş bu krallıkta epey nadir yetişen bir bitkidir ama bulabileceğimiz birkaç yer biliyorum. Open Subtitles الخشخاش نباتٌ نادرٌ للغاية في هذه المملكة لكنّي أعرف مكاناً قد ينمو فيه المزيد
    Pekâlâ. nadir veya değil, bu adam bir seri tecavüzcü. Open Subtitles نادرٌ او لا هذا الرجل مغتصبٌ متسلسل
    Hem bilge hem genç olmak nadir görülen bir şey ama olunca da tam oluyor. Open Subtitles يمكنك أن تكون حكيماً وشاباً، وهذا أمرٌ نادرٌ للغاية... لكنمُتحمسعندمايحدث..
    Ve işte! Diğer bir nadir şey. Open Subtitles وهذا ، غرضٌ نادرٌ آخر
    Aithusa. Beyaz bir ejderha çok nadir görülür. Open Subtitles "ايثوسا" ...التنين الأبيضُ هو بالفعلِ شئ نادرٌ
    O çok nadir bulunur. Open Subtitles إنهُ نادرٌ جداً
    Oldukça nadir bir çeşidi hem de. Open Subtitles نوعٌ نادرٌ جدّاً.
    Bu günlerde oldukça nadir bulunan bir ürün bu. Open Subtitles نادرٌ هذهِ الأيام
    Bu çok nadir bir tür. Open Subtitles إنّهُ نادرٌ للغاية.
    - nadir bir kan hastalığı vardı. Open Subtitles مرضٌ نادرٌ في دمه
    Ve biz de, Frank'ın yaptığı gibi yuvamız ne kadar nadir diye sorarak başlayabiliriz. Open Subtitles (و البدء كما عَمِلَ (فرانك بالسؤال فقط كم هو نادرٌ كوكبنا الأُم؟
    Bu hastalık çok ender görülür. Open Subtitles إنّه مرضٌ نادرٌ جدّاً
    - Bu son derece ender bir olay. Open Subtitles -هذا نادرٌ جداً .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more