"ناضجة" - Translation from Arabic to Turkish

• olgun
• büyük
• koca
• olgunlaşmamış
• kocaman
• olgunlaşmış
• büyüdüm
• yetişkinsin
• çocukça
• büyüdün
• yetişkinim
• pişmiş
• olgunca
• olgunsun
• bir yetişkin

Annen olgun bir kadındı ve 22 yaş eskisi gibi değil.
أمك كانت ناضجة و سن 22 لم يكن كما كان سابقاً

Ben olgun bir kadınım, çocuk değilim. Benim çocuklarım var.
أنا أمراءة ناضجة ولست فى سن المراهقه لكنى الأن مراهقة

Annem bana her zaman ağlamamam gerektiğini ve büyük bir kız olmamı söylerdi.
كانت أمي تخبرني دوماَ أني لا يجب أن أن أبكي وأنني فتاة ناضجة

- koca kızım ben. Sat kitabı bana.
أنظري.سيدتي.أنا فتاه ناضجة الآن من فضلك بيعي لي هذا الكتاب

Peseshet kitleyi inceliyor. Dokunuşta soğuk ve olgunlaşmamış bir meyve kadar sertti.
فحصت بيسشيت الكتلة النامية فوجدتها باردة باللمس وقاسية كثمرة غير ناضجة.

Herkes gibi sizinde olgun bir kadın gibi davranmanız gerekir.
يجب عليك أن تتصرفي كامرأة ناضجة مثل بقية الناس.

Sen çok çocuksun, olgun değilsin.
إنك طفلة أكثر مما ينبغي، وغير ناضجة أكثر مما ينبغي

Sizce her olgun ilişkinin temelinde uzlaşma yatmaz mı?
ألا تعتقد أن قاعدة أي علاقة ناضجة هي التسوية ؟

Küçük olduğunu biliyorum ama Lisa, olgun ve güvenilir olduğunu kanıtladı.
أعلم أنها صغيرة، ولكنها أثبتت أنها ناضجة ويمكن الاعتماد عليها.

Sen olgun bir kadınsın.Nedime olmak için 11 yaşında olman gerekiyor mu?
أنتي إمرأة ناضجة ، ألا يجب أن تكوني في الحادية عشر لتكوني كذلك؟

Çünkü bu kök hücre kültürüyle tamamen aynı görüntüye sahip. büyük yeşil hücreler, küçük ve olgunlaşmamış hücreleri sarmalıyor.
لأنها تشبه تماماً نفس زرع الخلايا الجذعية، مع خلايا خضراء كبيرة محاطة بخلايا صغيرة فجّة غير ناضجة.

Her gün kulaklarının arkasını yıka, büyük, şişman bir fil olmak için de çiğ patateslerini yemeyi unutma.
أغسل خلف أذنيك كل يوم ولتأكل كل البطاطس الغير ناضجة حتى تكبر وتصبح فيل كبير وسمين

Elli bin dolar büyük para. koca bir kız için bile.
خمسين ألف دولار مبلغ كبير، حتى بالنسبة لفتاة ناضجة

Kardeşin kocaman kız. Kendi başının çaresine bakabilir.
أختكَ فتاة ناضجة وبوسعها الاعتناء بنفسها

Her zaman için alt dallarda olgunlaşmış bir sürü meyve bulunur.
هناك دائماً الكثير مِنْ فاكهةِ المُعلّقةِ المستوى الواطئَ , ناضجة لكي تُلتَقطَ.

Ama bunun için birine kızgın kalmayacak kadar büyüdüm.
ولكنني ناضجة بما يكفي لئلا .. أظل غَضْبَى منه في ذلك

Sen bir yetişkinsin. Kararlarını kendin verebilirsin.
أنتِ ناضجة, ويمكنكِ أن تتخذي قراراتكِ بنفسكِ

Bu şey başladığında aptalca, çocukça bir oyundu.
أعتقد أن الأمر بدأ لقد كانت لعبة غبية وغير ناضجة

Yani tabii sen artık... ayıcıklarla oynamak için büyüdün ama... önemli olan düşünmektir.
و أَعرِف أنكى الآن أصبحتى ناضجة أكثر لتعلق بالدببة... إنها فكرة تلك الإحصاءات

Vicky, ben bir yetişkinim, tamam mı? Onunla yatmak istersem yatarım. İstemezsem de yatmam.
فيكي، أنا فتاة ناضجة إذا رغبت بالنوم معه سأفعل

Orta kıvamda pişmiş biftek, gözleme, patates, domates suyu,
شريحة لحم، نصف ناضجة. والمخبوزات والبطاطس وعصير الطماطم.

Jake, söylemezsem içimde kalır, dün akbaba olayında yaptıkların çok olgunca şeylerdi.
جايك علي القول الطريقة التي تعاملت بها مع الجشِع أمس كانت ناضجة جداً

O kadar olgunsun ki, Joey. Hasat için hazır.
أنتِ ناضجة جداً، يا (جوي) وحان وقت الحصاد.

bir yetişkin gibi davranma zamanın geldi. Üzerini değişiyor gibi yapmayı bırak.
لقد حان الوقت لكي تتصرفي بطريقة ناضجة و توقفي عن اللعب بملابسكِ