Okulda mücadele ettim, okumaya çalıştım. Öfke ve depresyona yatkındım. | TED | أنا ناضلت في المدرسة، ناضلت من أجل القراءة، كنت عرضة للغضب والاكتئاب. |
Kiliseyi yeniden inşa etmek için mücadele ettiler ve Avrupa dışındaki çalışmalarını genişlettiler. | Open Subtitles | و ناضلت في سبيل إعادة بناء الكنيسة . و نشر دعوتهم خارج نطاق أوروبا |
Esasında onu 5 yaşındayken okumaya çalışmıştım, en azından mücadele ettim. | Open Subtitles | قرأت له في الأصل عندما كنت في الخامسة من عمري ولكن أنا ناضلت. |
Tüm kariyerim boyunca kadınların kendi bedeni hakkında karar verme hakkı için savaştım. | Open Subtitles | لقد ناضلت لأجل حق المرأة بالتحكم بجسدها بكل قوتى لا |
Carlton'ı sağır okulu olarak tutmak için savaştım. | Open Subtitles | تركت باكنر، أنا ناضلت للحصول على كارلتون للصم. |
Sen tekrar mutlu bir hayat yaşayasın diye seni bir insana dönüştürmek için savaştım. | Open Subtitles | ناضلت لأحولك إلى الرجل الذي يستحق السعادة المتاحة الآن. |
Her şeye göğüs gerdim. | Open Subtitles | لقد ناضلت من أجل حياتي |
Sensiz yalnız bir anne olarak okulla mücadele ettim. | Open Subtitles | أنا ناضلت من خلال المدرسة وأمي واحد دون لك. |
Ne zaman mücadele etmesi gerekse ederdi. | Open Subtitles | أعني، كل مرة احتاجت لأن تناضل، ناضلت حقاً |
Bana geri geleceğin umuduyla mücadele edip durdum. Evlendiğim adam olarak döneceğin umuduyla.. | Open Subtitles | لقد ناضلت على أمل أن تعود إلي تعود لشخصية الرجل الذي تزوجته |
Kadın bizim için mücadele etti, ona bu iyiliği yapabiliriz. | Open Subtitles | إنّها ناضلت لأجلنا قبلًا بوسعنا السماح لها بذلك. |
Çünkü sana bulundukları yere gelebilmek için epey mücadele veren bir aileden geldiğimi söyleyebilirim. | Open Subtitles | لأنه وفقاً لوجه نظري، يمكنني القول أنك أتيت من عائلة ناضلت لتبلغ ما وصلت إليه. |
Bizim için mücadele ediyorsun ama tek başına değilsin. | Open Subtitles | ناضلت جداً من أجلنا، لكن هذه ليست معركتك وحدك. |
Bizim için mücadele ediyorsun ama tek başına değilsin. | Open Subtitles | ناضلت جداً من أجلنا، لكن هذه ليست معركتك وحدك. |
Ben onu kaldırmak için savaştım. | Open Subtitles | - لا شيء مميز في الأمر، فرانك. أنا ناضلت لأجل أن أهدمه. |
Kesinlikle senin için savaştım, Hugh. | Open Subtitles | بالطبع لقد ناضلت من أجلك يا هيو. |
Yüzdüm. Çok savaştım. | Open Subtitles | لقد سبحت لقد ناضلت بشدة |
Bugün savaştım. | Open Subtitles | لقد ناضلت بشدة. |
Uğruna savaştım. | Open Subtitles | لقد ناضلت لأجلك. |
Her şeye göğüs gerdim. | Open Subtitles | لقد ناضلت من أجل حياتي |