"ناعمه" - Translation from Arabic to Turkish

    • yumuşak
        
    • pürüzsüz
        
    • yumuşaksın
        
    • yumuşaklar
        
    Ancak yumuşak ve cana yakınsın. Hâlbuki Dünyalıları soğuk bilirdik. Open Subtitles لكنك ناعمه و دافئه لقد أخبرونا أن مخلوقات الأرض بارده
    Ellerimiz o kadar yumuşak değil ama hizmet edebilir. Open Subtitles أيادينا ليست ناعمه لكنها قادره على الخدمه
    Ellerimiz o kadar yumuşak değil, ama hizmet edebilir. Open Subtitles أيادينا ليست ناعمه لكنها قادره على الخدمه
    İpek kadar pürüzsüz. Open Subtitles ناعمه مثل الحرير
    Çok yumuşaksın. Open Subtitles أنتِ ناعمه جداً
    Evet, çok yumuşaklar. Open Subtitles نعم, انها ناعمه جدا.
    Ya o sakallar, o kadar yumuşak, kıvrık ve parfümlü... Open Subtitles وهذه اللحي ناعمه ومُجعّده ومُعَطَّره جداً.
    Eminim vücudunda yumuşak bir şey yoktur. Open Subtitles اراهن على انه لا توجد بقعه ناعمه على جسدك
    Oreo'nun o iki sert kurabiye arasında yumuşak bir kreması olduğunu biliyorsun, değil mi? Open Subtitles هل تعرف كيف أن البسكويت المحشي بكريما ناعمه جداً تملأ بين الطبقتين الصلبتين؟
    Ben yumuşak, yumuşak, yumuşak, yumuşak erkeğim. Open Subtitles انا عاهره, ناعمه , ناعمه , ناعمه . , ناعمه
    Ben, yol gibi kıvrımları olan ve dudakları kadife kadar yumuşak bir kadını arıyorum. Open Subtitles أنا أبحث عن امرأه بجسد منحوت مثل طريق ريفى وشفاه ناعمه مخمليه
    Aynı yumuşak ve ruhsuz lapa gibi! Open Subtitles ناعمه و خاليه من الاحساس كالعصيده
    Sonra buraya gelip, sana yumuşak davranmamı... seni yemeğe davet edip gülümsememi bekliyorsun. Open Subtitles ...ثم تظهر لى هنا متوقعا منى مجرد ان اكون ناعمه كالحرير و ادعوك لتجلس وابتسم
    O elini karısı için yumuşak tutuyormuş, öyle diyor. Open Subtitles كيرلي" يقول بأنه يحتفط" بتلك اليد ناعمه من أجل زوجته
    Tanrım, Mary Angela haklıymış. En yumuşak dudaklar sende. Open Subtitles "ماري أنجيلا" عندها حق لديك شفاه ناعمه حقا.
    Amfibilerin derileri ise yumuşak ve nemlidir. Open Subtitles والـبرمائيـات جلودها ناعمه ورطبه
    Tamam, iyiyim. yumuşak yastıkların üstüne düştüm. Open Subtitles لا، أنا بخير فأنا أشعر بوسادة ناعمه
    Şimdi tek istediğim yumuşak bir adamla flört etmek. Open Subtitles الآن كل ما أريده هو رجلا يبقيني ناعمه
    "Bunlar bir aristokratın yumuşak elleri değildi." Open Subtitles لم تكن تلك أيدي أرستوقراطي ناعمه
    pürüzsüz Kel" diye dalga geçince de ben konuşmuştum. Open Subtitles ليس لديه شعر تحت ذراعيه في الصف التاسع و أطلقوا عليه (حفرة ناعمه بدون شعر)
    Fena değil. pürüzsüz. Open Subtitles ليست سيئه إنها ناعمه
    Sen yumuşaksın, duygusalsın. Open Subtitles انت ناعمه,انت حساسه
    Cidden çok yumuşaklar. Open Subtitles انها ناعمه جدا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more