Bir pencere ya da kapı açacak vaktin olursa, beni ara. | Open Subtitles | عندما تحصلين على, كما تعلمين.. نافذه صوره أو باب كامل من الوقت |
- pencere tasarımları seksi sayılmaz. | Open Subtitles | انا اعرف ان نافذه المعالجه ليست مثيره جنسيا لا, لا, لا. |
Bir pencere bulmalıyım. Onu görebilirsem, eminim ona ulaşabilirim. | Open Subtitles | احتاج الى نافذه ، اذا كنت فقط استطيع ان انظر من خلالها ، اراهن بأننى يمكن ان اصل اليها |
Şu küçük şakanızı hatırlamıyor musunuz hani dökme camdan bir pencerenin kırılması ile sonuçlanan? | Open Subtitles | الا تتذكري دعابتك العمليه هذا تسبب في تكسير زجاج نافذه |
Hızla kavgaya dönen tartışmaya pencereden bakan bir komşuları şahit oldu. | Open Subtitles | هذا الشجار تحول سريعاً إلى جسدي وشهده أحد الجيران من نافذه |
Ne tür bir adam bir kızla yatıp ardından onun banyo penceresinden sıvışır. | Open Subtitles | ما نوع الرجل الذي يمارس الجنس مع الفتاه .. ومن ثم يتسلل خارجاً عن طريق نافذه الحمام .. |
pencere camı alırım, illa o da pencere camı alır. | Open Subtitles | انا احضرت نافذه زجاجيه هو ايضاً احضر نافذه زجاجيه |
Rekabetin hiç bir yolu yok içine işeyecek bir kap ya da dışarı işeyecek bir pencere yok. | Open Subtitles | لا طريق إلى المنافسة ذلك أنه لا وعاء للتبول فيه أو نافذه لرميه منها |
Perkins, son çevre kontrolünde açık bir pencere görmüş müydün? | Open Subtitles | باركينز هل كانت توجد نافذه مفتوحه في اخر جوله استكشافيه لك ؟ |
Görülmeye başlandığı gibi, orada tablayı alçalttığınızda, geleneksel süreçte, oksijeni geçirmeyen bir pencereyle iki boyutlu desen yaparsınız ve geleneksel pencere olunca pencereye yapıştırmak durumunda kalırsınız. Bir sonraki katmanı başlatmak için, ayırmak zorundasınız, yeni reçine koyup, yeniden yerleştirip, tekrar tekrar bu süreci yapmak zorundasınız. | TED | تستطيعون الآن رؤيه أنه مع خفض الدرجه هناك في عمليه تقليدية، مع نافذه منفذه للأكسجين، يمكنكم عمل شكل ثنائي اﻷبعاد و تنتهون بلصق هذا على النافذه بنافذه عادية و هكذا لانتاج الطبقه التالية، يجب عليكم فصلها، انتاج الراتينج الجديد، أعيدوها، و كرروا هذه العمليه مرات و مرات. |
Bir pencere açtım ama bu yarım saat önce olmuştu! | Open Subtitles | كانت لدي نافذه وحدثت قبل نصف ساعه |
Üç dakikalık bir pencere. | Open Subtitles | وهى ذات نافذه ستفتح لمدة ثلاث دقائق |
Bir pencere bulup geri dönmeliyim. | Open Subtitles | احتاج لايجاد نافذه للعوده الى هناك |
En yakın pencere yan odanınki. | Open Subtitles | إذن هذه أقرب نافذه.. الخطوه التاليه.. |
Çok garip, yatak odasında pencere yok. | Open Subtitles | الأمر الغريب أن غرفة النوم لا يوجد فيها نافذه... |
Yukarıda kırık bir pencere var. | Open Subtitles | ارى ان هنالك نافذه مكسوره بالأعلى |
Arkanızda bir pencere var. | Open Subtitles | هناك نافذه مفتوحه خلفك انحني لاسفل |
Onu o gece kirli bir pencerenin arkasından ağzında köpüklerle kriz nöbeti geçiriyormuş gibi yaparken gördüler. | Open Subtitles | لقد شوهد في الليل من خلال نافذه قذره بينما تخرج رغوة من فمه ويمثل الاصابة بنوبة |
İşte bu güzel kız kendini pencereden aşağı attı. | Open Subtitles | و هذه الفتاه اللطيفه البريئه ألقت بنفسها من نافذه |
Neden evimin penceresinden içeri baktığını açıklamak ister misin? | Open Subtitles | -أريد أن توضح لى -لماذا تنظر من نافذه بيتى ؟ |
Kedileri kaçtı da. Yangın merdivenine uzanan pencereyi açık bırakabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنكِ ترك نافذه الطوارئ مفتوحة ؟ |
Bu şekilde , emin olun ki o her gün yiyor emin olun , ve benim ofis güneye bakan bir penceresi var , o yüzden ışık çok alırsınız . | Open Subtitles | و بهذه الطريق سأكون متأكده انه تحصل على الغذاء كل يوم و مكتبى به نافذه جنوبيه اذا هى سوف تحصل على الكثير من الضوء |
Aslında, küçük bir pencerede sigara içiyor. | Open Subtitles | فى الحقيقه هو يجلس على عتبه نافذه صغيره ويدخن سيجاره |