"ناقدة" - Translation from Arabic to Turkish

• eleştirmeni
• eleştirmen
• eleştirmenisin
• Acun
• yargılayıcı
• eleştirmenliği
• eleştiri
• eleştirici
• eleştirmenimsin

Şehirdeki en ünlü yemek eleştirmeni. David, burası hakkında kötü bir şey yazarsa bütün uğraşların boşa gider.
إنها فقط أهم ناقدة للطعام في المدينة اسمع, دايفيد, لو كتبت عن الكول تقريرا سيءً

Onun bir eleştirmeni, bir destekleyicisi hatta bazılarının söylediğine göre arkadaşıymışsınız da.
وكنتي ناقدة كنت مشجعة والبعض يقول أنها صديقة لكِ

1883'teki ölümüne kadar, bu düşmanca dünyada sesini duyurma hakkı için savaşan açık sözlü bir eleştirmen olarak kaldı.
حتى وفاتها في عام 1883 واصلت كونها ناقدة جريئة مدافعة عن حقها في أن تُسمع في عالم عدواني.

Yemek eleştirmenisin, Kardashian'lardan biri değil.
أنت ناقدة طعام لســـتِ عاهرة.

Valla burada Acun'un o olduğunu bilmiyordum.
حسنًا, لم أعرف أنها ناقدة محترفة,

İnsanlar, yargılayıcı değillerdi. Sarılgandılar.
الناس لم تكن ناقدة كانت حاضنة

Ama bu şekilde A.B.D'deki en büyük 5. sektör olan film eleştirmenliği sektörüne adım atmayı başarmıştım.
ولكن هذا أظهرني ، ووجهني لأكون ناقدة أفلام في السلطة الخامسة للولايات المتحدة الأمريكية

Böyle nankör olma, o kadın önemli bir film eleştirmeni ve sen de söz verdin.
إنها ناقدة أفلام مهمة ، لقد وعدت بذلك

Molly Fisher. Ünlü film eleştirmeni.
مولي فيشر,ناقدة الأفلام الشهيرة

- Ne yapman lazım biliyor musun? - Oyun eleştirmeni mi olayım.
هل تعرفين ماذا تفعلى اصبح ناقدة مسرح

Bu o, adı Diane Dylan. Restorant eleştirmeni.
تلك هي , تلك ديان ديلان , ناقدة الطعام

Yemek eleştirmeni falan mısın sen?
ماذا تكونين , ناقدة طعام أو شيء كهذا ؟

Sanat eleştirmeni değilim, ama "müthişüstü" şeyi gördüğümde anlarım.
قد لا تكوني ناقدة فنّية، لكنّ بالتأكيد وجدت شيء "روعة" متى رأيتها

"Eminim ne zaman bir otoriter... eleştirmen ya da davetsiz misafir olduğunun farkında bile değilsindir"
أنا متأكدة من أنكِ لم تنتبهي عندما أصبحت ناقدة متغطرسة وفضولية

Gündüzleri, mükemmel bir eleştirmen.
في النهار هي ناقدة استثنائية..

Kalbi olan bir eleştirmen.
ناقدة لديها قلب

O halde Parker sen yemek eleştirmenisin.
-أجل. إذن (باركر)، أنتِ ناقدة الطعام .

Acun değilsin burada.
-لست ناقدة خبيرة . -إنك مستاء .

- ...git gide yargılayıcı ve eleştirici oluyorsun.
تكونين ناقدة و صادرة للأحكام -ماذا؟

"Sevgili yavrum, tiyatro eleştirmenliği yapmalısın."
يا فتاتي العزيزة، لديكِ وسائل النجاح" لتكوني ناقدة مسرحيّة".

Her neyse, eleştiri yaptığım için suçlayamazsın beni.
علي أية حال . لا تستطيع أن تلومني لكوني ناقدة

Bebeklerini hep sır gibi saklar. Çok eleştirici olabiliyorum.
إنه يخفي أعماله مني قد أكون ناقدة له بعض الشيء

Yolda konuşmamı duymanı isterim. En katı eleştirmenimsin.
أريدك ان تسمعى خطبتى فى طريقنا فأنت اقس ناقدة لى