Ama onlarınki, otopsinin bittiğini ve Bulaşıcı doku bulunduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الفرق الوحيد أنهم قالوا أن التشريح منتهي و تم إيجاد نسيج ناقل للعدوى |
Otopsi bittiğinde Bulaşıcı dokusu olan cesetler yakılır. | Open Subtitles | ما إن يكتمل التشريح فالجثث التي بها نسيج ناقل للعدوى يتم حرقها كنفايات طبية |
Çok Bulaşıcı. | Open Subtitles | إنه ناقل للعدوى |
Ve Evan'dan uzak dur. Çünkü hastalığı Bulaşıcı. | Open Subtitles | وأبقى بعيداً عن (إيفان) لأنه ناقل للعدوى |
Han, eve gitmen gerek. Hastalığın Bulaşıcı. | Open Subtitles | هان)، عليك الذهاب للمنزل) أنت ناقل للعدوى |