Evet, şimdi, benim bildiğim, bu Alarmı çalmama neden olan şeyi biliyorsunuz. | TED | حسنا الآن تعرفون ما أعرفه والذي يدفعني إلى دق ناقوس الخطر هذا. |
Şimdi de Alarmı duyuran yeterince insan yok. | TED | والآن فإن العديد من الأشخاص يدقون ناقوس الخطر. |
Sana 3 dakika veriyorum, sonra Alarmı çalacağım. | Open Subtitles | سأعطيك ثلاث دقائق حتى أنا دق ناقوس الخطر. |
Alarm, bu yüzden iki gün geç çalmış olmalı. | Open Subtitles | ترى , لماذا يجب أن يكون ناقوس الخطر 2 أيام انفجرت في وقت متأخر. |
Ancak o anda düşündüğüm yalnızca Alarm vermemesini garanti altına almaktı. | Open Subtitles | ولكن في وقتها أعتقد بأني لم أكن أريده أن يدق ناقوس الخطر |
Büyük resmi göremiyorum ama bir uyarı gördüm mü tanırım. | Open Subtitles | لم أفهم الموقف بأكمله بعد ولكني أعلم متي يدق ناقوس الخطر |
Koca oğlan çoktan Alarmı çalıştırdı. | Open Subtitles | الولد الكبير هنا بدا بالفعل ناقوس الخطر. |
Örneğin, ölüm oranını küçümsemekten ötürü tartışmalı olarak, aynı zamanda koronavirüs hakkında Alarmı ilk kez veren Wuhan doktoru Dr. Li'yi şeytanlaştırmaya çalıştıkları için eleştirildiler. | TED | على سبيل المثال، تم انتقادهم لتقليل عدد الموتى، جدلاً، أيضاً محاولة شيطنة دكتور لي، دكتور ووهان من دق ناقوس الخطر عن فيروس كورونا. |
Alarmı kimin verdiği önemli değil. | Open Subtitles | حسنا انه ليس مهم من قرع ناقوس الخطر |
- Alarmı çalıştırdığından beri yok. | Open Subtitles | ليس منذ ان بدا ناقوس الخطر. |
Hayır! Bu Alarmı çalıştırır! | Open Subtitles | لا لا تقرع ناقوس الخطر |
Alarmı çalıştırın! | Open Subtitles | ندق ناقوس الخطر |
Alarmı çal. | Open Subtitles | صوت ناقوس الخطر |
Thang, Alarmı çal. | Open Subtitles | ثونغ) دق ناقوس الخطر) |
- Stuff! Alarmı çal! | Open Subtitles | -ستاف) دق ناقوس الخطر )! |
Şansım yaver giderse Alarm çalmadan önce Jamie'yi bulabilirim. | Open Subtitles | بقليل من الحظ سأجد جايمي قبل أن يدق ناقوس الخطر |
Şansım yaver giderse Alarm çalmadan önce Jamie'yi bulabilirim. | Open Subtitles | بقليل من الحظ سأجد جايمي قبل ان يدق ناقوس الخطر |
Bu bir erken uyarı işareti. | TED | وهذا هو ناقوس الخطر. |