Andrea Doria Nantucket sahilinin 12 mil açığında yoğun sis yüzünden Stockholm 'le çarpıştı. | Open Subtitles | اصطدمت أندريا دوريا بعبّارة ستوكهولم تحت ضباب كثيف على بعد 12 ميلاً من ساحل نانتاكيت. |
Bir torba dolusu malla kapıya gidip "Nantucket" diyecek bir salağı arıyoruz. | Open Subtitles | أنه يذهب إلى المكان المحدد "حاملاً البضاعة, و يقول" نانتاكيت ظننت أنى من كان سيفعل ذلك |
Nantucket evleri için mücadele veriyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتشاجرون على منزل "نانتاكيت" مجدداً |
Geçen yaz Nantucket'a gittik. Görmediğimi sanıyordu, internet pornosunda mastürbasyon yaparken yakaladım. | Open Subtitles | ذهبنا الصيف الماضي إلى " نانتاكيت " وقبضت عليه يعبث في إباحية الانترنت |
Mantıklı. "Bir zamanlar Nantucket'li bir kız vardır..." | Open Subtitles | " كان هناك فتاة من " نانتاكيت |
Peki, Nantucket denilen bir yer var. | Open Subtitles | " هناك مكان يسمى " نانتاكيت |
Bu kayıtlara göre bir dizi aptalca yatırım müsriflik, spor arabalar, Aspen, Nantucket, Miami'de evler. | Open Subtitles | وفقاً لهذه السجلات، سلسلة من الإستثمارات الحمقاء، إسراف في الإنفاق... سيارات رياضية، منازل في (آسبن)، (نانتاكيت)، (ميامي). |
Nantucket. | Open Subtitles | "نانتاكيت" |