Bulduğumuz boyada hem porsuk, hem de naylon domuz kılı vardı. | Open Subtitles | في عيّنةِ الدهان الزيتي جَمعنَا، وَجدنَا كلا شَعر الغريرِ وشعر نايلونِ خشن. |
naylon balıkçı şapkası, köşede yanlız takılan adamda. | Open Subtitles | قبعة صيدِ سمك نايلونِ على لونر في الزاويةِ. |
Ama Eros'un yüzü naylon üstüne kalemle çizildiği için aşkın hem gözü kör hem de biraz sakar ve saldırgan olabilir. | Open Subtitles | ولكن تذكر ، الوجه الرومانسي هو العلامة السحرية في "نايلونِ"، لذا الحب ليس أعمى فقط |
Bir dahaki sefere naylon fırça kullanılırsa üstüne yapışır. | Open Subtitles | ثمّ، إذا إستعملوا a فرشاة نايلونِ التي في المرة القادمة... |