| - Bir bardak buzlu su. - Bir beyaz şarap. | Open Subtitles | كوب من الماء المثلج بيرة لاجر ، نبيذ أبيض |
| Sanırım hindi ile beyaz şarap alabiliriz. | Open Subtitles | أفترض بأنّنا سيكون عندنا نبيذ أبيض بالديك الرومي. |
| Ben hindiyle beyaz şarap alırız diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أفترض بأنّنا سيكون عندنا نبيذ أبيض بالديك الرومي. |
| Sadece beyaz şarap, sarılıp yatmalar ve sürekli History Channel izlemek. | Open Subtitles | مجرد نبيذ أبيض وأحضان وكمية كبيرة من الأفلام الوثائقية التاريخية |
| Biliyor musun, eşim Jeffrey evde yok ve biraz bruschetta yapıp beyaz şarap açmıştım. | Open Subtitles | لدي فواتح شهية, وزجاجة نبيذ أبيض مفتوحة. |
| Çantamda beş şişe beyaz şarap vardı ama hepsini aldılar. | Open Subtitles | لدي , حوالي , خمس زجاجات نبيذ أبيض و لقد قاموا بإقتطاعها مني |
| Ne ikram edeyim? beyaz şarap mı şampanya mı? | Open Subtitles | ماذا تريد أن تشرب ، نبيذ أبيض ، شمبانيا ؟ |
| Ayrıca, beyaz şarap ve köpüklü şaraplar da vardır. | Open Subtitles | هناك أيضاً نبيذ أبيض ونبيذ فوّار. |
| Siyah kıza beyaz şarap. | Open Subtitles | نبيذ أبيض رائع لفتاة سوداء رائعة |
| beyaz şarap ve bi kart.. Listede yazıyordu. | Open Subtitles | نبيذ أبيض و بطاقة ، أنه على اللائحة |
| Ne hoş. beyaz şarap. Daha önce üzerinde "beyaz şarap" yazan bir beyaz şarap görmemiştim. | Open Subtitles | رائع، نبيذ أبيض، لم أرَ نبيذاً يدعونه "نبيذ أبيض" من قبل |
| Ofiste beyaz şarap. Yaramaz. | Open Subtitles | نبيذ أبيض في المكتب, يالك من فتى سيء. |
| Buzlu ve gazozlu beyaz şarap içiyorum. | Open Subtitles | أشرب نبيذ أبيض بالثلج والصودا. |
| Gazoz, buz ve beyaz şarap. | Open Subtitles | نبيذ أبيض, مكعبات ثلج, مع الصودا, |
| Selam. Bir viski ve beyaz şarap alabilir miyim? - Ne gürültülü bir kalabalık, değil mi? | Open Subtitles | مرحباً , أيمكنني الحصول على "السكوتش" و نبيذ أبيض , حشود صاخبة ,صحيح ؟ |
| Som balığı, salata ve bir bardak beyaz şarap. | Open Subtitles | سلمون .. سلطة و كأس نبيذ أبيض |
| Somon, salata ve bir bardak beyaz şarap. | Open Subtitles | سلمون .. سلطة و كأس نبيذ أبيض |
| beyaz şarap, lütfen. | Open Subtitles | نبيذ أبيض, رجاء |
| O da sodalı beyaz şarap. | Open Subtitles | وهو سيأخذ نبيذ أبيض |
| Joanne, bir beyaz şarap daha iç. | Open Subtitles | جوان، له نبيذ أبيض آخر. |
| Ben viski alayım, ama arkadaşım genellikle kırmızı şarap içer. | Open Subtitles | مرحبا ، أرغب بويسكي لكن صديقتي دائما ما تشرب نبيذ أبيض |