O, peşinde olduğumuzu biliyor. Sen de bana nasıl ulaşacağını. | Open Subtitles | هو يعرف أننا نتعقبه وأنت تعرف كيف تتصل بي |
Belki Lambert peşinde olduğumuzu biliyordu yarım kalan işi bitirmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | ربما لامبارت علم أننا نتعقبه لقد كان يحاول غلق بعض النهايات المفتوحه |
Zevlos peşinde olduğumuzu biliyor, ha diyince ortaya çıkmayacaktır. | Open Subtitles | الآن,بما أن زيفلوس يعلم أننا نتعقبه لن يظهر كثيرا |
Kaçsa bile izini sürüp bulabiliriz ve ağır silahlarla hallederiz. | Open Subtitles | ان فلت من الممكن ان نتعقبه لاحقاً بقاذفة لهب او شيئ |
Gönderen bilinmiyor ama yurtdışındaki alıcının izini sürebildik. | Open Subtitles | المُرسل مجهول ولكن المُستقبل اسم مستعار في الخارج كنا نتعقبه |
Hayır, hâlâ araçta ve hâlâ uyduyla onu Takip ediyoruz. | Open Subtitles | لا، لازال في سيارته ولازلنا نتعقبه من القمر الصناعي |
Takip için aletlerine ihtiyacımız var Hun. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى أدواتك لكي نتعقبه ، يا هان |
Uzun zamandır peşinde koştuğumuz bir hayal. | Open Subtitles | كنًا نتعقبه لفترة طويلة للغاية |
Uzun zamandır peşinde koştuğumuz bir hayal. | Open Subtitles | كنًا نتعقبه لفترة طويلة للغاية |
peşinde olduğumuzu anlarsa bu işten paçayı sıyırır. | Open Subtitles | اذا علم أننا نتعقبه سيفر بفعلته |
peşinde olduğumuz tek şey o değil. | Open Subtitles | هذا ليس الشيء الوحيد الذي نتعقبه |
peşinde olduğumuzu anlarsa, Loksat hepsimizi öldürür. | Open Subtitles | واذا رآنا نتعقبه فلوكسات سيحرقنا جميعا |
Hatta şu an peşinde olduğunuz numaranın sahibi olan Shabbir Ahmed de bir süre önce öldü. | Open Subtitles | الرقم التالي الذي نتعقبه يعود الى شبير أحمد)الذي مات) أيضا"منذ زمن بعيد |
Onun izini sürdüğümüzü sanıyorduk ama aslında o bizim izimizi sürüyordu. | Open Subtitles | ظننا بأننا نتعقبه , و لكنه كان يتعقبنا |
İzini bulmayı imkânsızlaştırıyor. | Open Subtitles | مما يجعله تقريباً من المستحيل أن نتعقبه |
- İzini sürebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نتعقبه - أفضّل أن أمسكه - |
İzini oradan süreceğiz. | Open Subtitles | لابد أن نتعقبه من هناك. |
Gitmesine izin verin, Takip edin, ne yapacak bir bakalım. | Open Subtitles | نتركهُ يذهب, نتعقبه, ونرى إلى ماذا يُخطط |
Ne dediği umurumda değil. Onu Takip ettik. | Open Subtitles | لا أبه على الإطلاق لما يقوله العجوز، لقد كنا نتعقبه |
Bu durumda, onu nasıl Takip ettiğimizi anlamış olmalı. | Open Subtitles | في هذه الحالة، لابد أنه كشف بأننا كنا نتعقبه أو نتعقبها |
Geri geldiğinden beri onu Takip ediyoruz ve şu ana kadar şüpheli biri ile konuştuğuna dair hiçbir kanıt bulamadık. | Open Subtitles | لقد جلعتنا نتعقبه منذ ان عاد وحتى الآن لم نر دليلا على انه يتواصل مع احد مشتبه به |
Onu SCIF ile izliyoruz, efendim. | Open Subtitles | نحن نتعقبه بالقمر الصناعى يا سيدى |