İçimdeki kimya öğretmeninin yoluna devam etmeden önce yine içimdeki tekdüze sistemin dışına çıkması lazımdı. | TED | أسف. فمدرس الكيمياء بداخلي بحاجة ليُنَفِّسَ عن ذلك قبل أن نتقدم في هذا العرض. |
Bu şekilde olursa herkes mutlu olur hayatımıza devam ederiz. | TED | يحدث هذا، و الجميع سعداء، نتقدم بحياتنا. |
Dürüst olmak gerekirse, sizin davanızda yavaş ve düzenli bir şekilde ilerliyoruz. | Open Subtitles | لأكون صادقاً معكِ ، إننا نتقدم ببطئ وبشكل منهجي في قضيت إبنك |
Daha ileri gitmeden sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | قبل أن نتقدم أكثر من هذا أريد أن أخبركَ بشيء |
Gayet iyi gidiyoruz. Avustralya 246'da kalmış. | Open Subtitles | إننا نتقدم جيداً ، لقد خرجت أستراليا ب 246 |
ilerlemek için sizinle yakından çalışmak istiyoruz. Soruşturmayı hata bulmak için yapmıyoruz. | Open Subtitles | نرغب أن نعمل معك، كي نتقدم بالتحقيق وليس لنبحث عن أيّ أخطاء. |
Onur aşkına, görev aşkına, zafer aşkına ilerledik. | Open Subtitles | لأجل الشرف, لأجل الواجب لأجل المجد, نحن نتقدم |
Kadınlar dünyada ilerlemeye devam ediyor. Yeterince hızlı değil ama ilerliyoruz. | TED | يواصل النساء التقدم في العالم، ليس بالسرعة الكافية ولكننا نتقدم. |
Her yerde olabilirler. İlerlemeye devam etmeliyiz. | Open Subtitles | نعم، قد يكونون في أي مكان يجب أن نتقدم الى الأمام |
Onun öngörüsü, biz hep birlikte geleceğe ilerledikçe bize rehber olmaya devam edecek. | Open Subtitles | ورؤيته سوف تواصل إرشادنا بينما نتقدم نحو المستقبل.. سـويّـة |
Hayatımıza devam edeceğiz. | Open Subtitles | حسناً , الثامنة و الثلاثين. نحنُ نتقدم بالعمر. |
Yol almaya devam ederken bunu düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُكَ أن تفكر بهذا الأمر بينما نحن نتقدم |
Gece gündüz korkunç bir şekilde ilerliyoruz. | Open Subtitles | نحن نتقدم بإستمرّار مثل الجحيم نهاراً وليلاً |
Aydınlanmış ve ilerleyici benliklerimizle ileri yol alıp ırk gibi gereksiz konuları tarihin tozlu sayfalarına gömmemiz gerekmiyor mu? | TED | ألا يفترض بنا أن نتقدم إلى الأمام بأنفسنا المتنوّرة وأن نقوم برَمي مفاهيم عديمة الجدوى مثل العِرق في مزابل التاريخ؟ |
Daha ileri gitmeden önce tanışman gereken biri var. | Open Subtitles | قبل أن نتقدم أكثر من هذا, هناك شخص عليك مقابلته. |
En azından geriye değil, ileriye doğru gidiyoruz. | Open Subtitles | على الأقل نحن نتقدم للأمام, ولا نعود للخلف |
Her neyse bizim için geliyor. İlerlemek zorundayız. | Open Subtitles | مهما كان الأمر إنه عاد لينتقم يجب أن نتقدم |
Bu dik dağlarda bir aşağı inip bir yukarı tırmanarak ilerledik. | Open Subtitles | "العميد" يوريكورو هوندا كنا نتقدم متسلقين هذه الجبال الشاهقه |
Eğer bir yaramazlık varsa söz veriyorum, öne çıkacağız. | Open Subtitles | اذا كان هناك لعبه قتل اعدك اننا سوف نتقدم |
Sessizce ve yavaş yavaş adanın içine doğru ilerleyeceğiz. | Open Subtitles | حسناً يا رجال. إننا نتقدم بشكل هادىء جداً داخل البلاد. |
D-Rev’de bir adım daha öteye gidiyor ve kullanıcı takıntılı olmanız gerektiğini söylüyoruz. | TED | و في دي ريف، نتقدم بخطوة إلى الأمام ونقول لابد أن تكون مهووس بالمستخدم |
Biz kendi fikirlerimizi kendimiz sabote ediyoruz. Engelleri kendimiz defetmeliyiz. zorluğun bizi değiştirmesine izin vermek yerine ilerlemeli,hayalimize tutunmalı ve onu gerçekleştirmeliyiz. | TED | أتعلمون إننا المخربون لأفكارنا، فقط يجب أن نمنع تلك العواقب ونمنع العواقب بدلاًمن السماح لها بأن تغيرنا واختيار أن نتقدم ونملك حلم لجعله واقعا |
Bazen ilerleriz, bazen de yavaşlarız. | Open Subtitles | في بعض الأحيان نتقدم وفي بعض الأحيان نتأخر |
Biz sürekli ilerleyecek ve düşman dışında hiç bir şeyi elde tutmaya çalışmayacağız. | Open Subtitles | نحن نتقدم بشكل ثابت ... ولسنا مهتمون بالألتزام بأى شئ ما عدا العدو ... |
İlerleme kaydediyoruz. Son görüşmemizde beni kovmuştun. | Open Subtitles | نحن نتقدم آخر مرة رأيتك فمتِ بطردي |