Yaklaşık 14 yaşındaydım, onun evindeydik, tartışıyorduk. | TED | كان عمري حوالي 14 سنة وكنا نتناقش في منزله. |
Yine de bu konuşma hariç bir konuşmamız olmuyor. - Evli değilsin. | Open Subtitles | وبالرغم من ذلك فيبدوا اني وانت لا نتناقش في أي شيء سوى هذا الامر |
Şimdi sakince, senin şu tartışmalı planının artılarını ve eksilerini konuşalım, ne dersin? | Open Subtitles | دعنا نتناقش بشكل هادئ ..عن فوائد ومضار خطتك المثيرة للجدل، هلا بدأنا؟ |
Ne? Dur. Filmi konuşuyorduk. | Open Subtitles | انتظري دقيقة الى اين انتي ذاهبة نحن نتناقش عن الفلم |
Benim ödevim var. Onu nereye götüreceğini düşün ondan sonra konuşuruz. | Open Subtitles | علي واجب للمدرسـة ، عندما تقرر في الخروج معها وقتها نتناقش |
Arkadaşlarımızla konuşuyoruz, interneti tarıyoruz, kitaplardan araştırıyoruz. | TED | نتناقش مع أصدقائنا، نتصفح على الانترنت، و نبحث في الكتب. |
Hayır, hayır, sedece uzay bitki örtüsünü tartışıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | لا ،لا ، كنا نتناقش عن الزهرة الفضائية ، أليس كذلك ؟ |
Tamam, kaçamağı unut fakat düğünümüzde çıkacak grubu konuşmalıyız. | Open Subtitles | حسنا انسى ما نحن فية فيجب ان نتناقش حول الباند الذى سيحيى زفافنا |
Biz de tam babanın mide kanserinden haberi olup olmadığını tartışıyorduk. | Open Subtitles | كنا نتناقش فحسب سواء علم أبوك بأمر مرضه ... أو لا |
Biz de tam babanın mide kanserinden haberi olup olmadığını tartışıyorduk. | Open Subtitles | كنا نتناقش فحسب سواء علم أبوك بأمر مرضه ... أو لا |
Eğer annenin ve babanın birlikte olduğumuzdan dolayı bir sorunları varsa bunu konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لو كان لديها هي ووالدك اي اعتراض علينا، فلابد ن نتناقش |
Koç Beiste, konuşmamız gereken çok önemli bir konu var. | Open Subtitles | أيتها المدربة بيست ، لدي شيء مهم جدا يجب أن نتناقش فيه |
Belkide iki sütunu karıştırmışımdır. En iyisi bunu evde konuşalım. | Open Subtitles | ربما أخطأت فى العواميد الرأسية يجب أن نتناقش فى ذلك بالمنزل |
Bize beş dakika ver. Yandaki odada bir araya gelelim ve Avijit'le biraz konuşalım. Sadece beş dakika. | Open Subtitles | أعطنا خمس دقائق, أعطنا خمس دقائق, ودعينا نتناقش بالحجرة المجاورة. |
Düğün hediyen hakkında konuşuyorduk. Masraftan kaçınmayacak. | Open Subtitles | لقد كنا نتناقش بشأن هدية زفافك إنه لن يبخل بأي نفقات |
Bu yüzden onu evime aldım. Yemek yer ve konuşuruz diye onu yukarıya aldım. | Open Subtitles | لذا أنا أخذته إلى بيتِي نَتعشّى، نتكلم، نتناقش |
Yani, bir konu konuşuyoruz, neden değiştirelim ki? | Open Subtitles | أعني, نحن نتناقش في موضوع, لمَ يجب أن يتغيّر؟ |
Demek istediğim, birden hayatımda belirdin ve şimdi biz burada giyinmiş kuşanmış sevdiğimiz şarabı tartışıyoruz. | Open Subtitles | اعني , انت ظهرت في حياتي وها نحن متأنقين نتناقش حول النبيذ المضل لدينا |
Çocuk olmadığını biliyorum, ama bence bunu konuşmalıyız. | Open Subtitles | أعرف أنك لست طفلاً لكن أظن أنه يجب أن نتناقش بهذا |
Sizinle, hepimizin hayatını kolaylaştıracak bir iki konuyu konuşmak istiyorduk. | Open Subtitles | نود أن نتناقش معك في بعض الأمور ونعتقد أننا سنوجد حياة أسهل بكثير من الموجودة الآن |
Biz de tam inşaattan bahsediyorduk, Elizabeth. | Open Subtitles | نحن فقط كنا نتناقش في الاصلاحات، اليزابيث. |
En azından bunun hakkında konuşmayı onlara borçluyuz | Open Subtitles | نحن مدينون لكليهما على الأقل ان نتناقش حول هذا الموضوع |
Bay Marshall ve ben kamu hizmeti üzerine küçük bir tartışma yapıyorduk. | Open Subtitles | السّيد مارشال وأنا كنا نتناقش فى موضوع الخدمات الحكومية |
Tek bir hile üstüne tartışmak için tüm gece uykusuz kalıyoruz. | Open Subtitles | أذكر عندما كنا نسهر اللبل بطوله نتناقش حول خدعة واحدة |
Her şekilde, gerçekten Konuşacak hiçbir şeyimiz yok. | Open Subtitles | في مطلق الأحوال، ليس لدينا ما نتناقش بشأنه. |
Telafisi için tartışmaya açığım. | Open Subtitles | إن الموضوع الذي نتناقش بشأنه يتعلق بنفقات التعويض |