Penis sadece iğrenç bir çıkıntı değil aynı zamanda ölümcül bir silahtır. | Open Subtitles | القضيب ليس مجرد نتوء قبيح في جسم الرجل إنه سلاح فتاك أيضاً |
İğneyle karşılaştırılan bu karenin üzerinde yaklaşık 4000 çıkıntı var. | TED | ويوجد هناك حوالي 4,000 نتوء في هذا المربع الخاص مقارنة مع الإبرة. |
Hey, adamım, gaganda koca bir kabarıklık var. | Open Subtitles | مهلا يا رجل لقد لديك نتوء كبير فى منقارك |
Neden gagamda bir kabarıklık olduğunu söylemedin? | Open Subtitles | لماذا لم تخبرنى ؟ ! انا لدى نتوء فى منقارى ؟ |
Bu resimde, orantılı her yumru bir atom. | TED | على سبيل القياس، في هذه الصورة، كل نتوء عبارة عن ذرة. |
Kabarık, Kabarık, Kabarık, Kabarık. | Open Subtitles | نتوء نتوء نتوء |
Ne yüzük görüyorum, ne bir kız arkadaş ne de bir şişkinlik. | Open Subtitles | أنا لا أرى خاتم، ولا حبيبة أو نتوء |
Biraz sıktılar. | Open Subtitles | نتوء مفصلي! |
Ama derideki kemik çıkıntısı iyiye işaret değil. | Open Subtitles | لكن نتوء العظام تحت الجلد لا تبشر بالخير |
Varsa tırmandığı kayada bir çıkıntı bulmak. | Open Subtitles | وهذا في حالة أنه وجد نتوء ليتمسك به أثناء تسلقه |
Çene ucundaki çıkıntı kadının Kafkasyalı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | إن نتوء العظم الذقني يدل على إن هذه المرأة قوقازية |
Penis sadece iğrenç bir çıkıntı değil aynı zamanda ölümcül bir silah. | Open Subtitles | القضيب ليس مجرد نتوء مقرف انه ايضاً سلاح فتاك |
Al çenenin ön kısmındaki çıkıntı. | Open Subtitles | نتوء إلى الأمام من الجانب الأمامي للفك السفلي. |
Önemli değil. Sadece yoldaki bir kabarıklık. | Open Subtitles | . لا تقلقى انة مجرد نتوء فى الطريق |
Ceketinde bir kabarıklık görür gibi oldum. | Open Subtitles | إعتقد بأنّني رأيت نتوء في سترته |
Gagamda kabarıklık falan yok. | Open Subtitles | ليس لدى اى نتوء فى منقارى |
Kastettiğin şeyi şimdi anladım. Burada tam bir yumru var. | Open Subtitles | أرى ماذا تعني , لديك نتوء كبير هناك |
Kabarık, Kabarık, Kabarık. | Open Subtitles | نتوء نتوء |
Sen nenden bahsediyorsun? Ne yaparsam yapayım, önümde bir şişkinlik olacak, yani... | Open Subtitles | فسوف يكون لى نتوء ناعم فى المقدمة ...أعنى |
Biraz sıktılar. | Open Subtitles | نتوء مفصلي! |
Bunun kemikleri doğru şekilde birleşmediği için omurgasının üzerinde çıkıntısı var. | Open Subtitles | ذلك الشخص ، لديه نتوء في مُقدمة عموده الفقري حيث لا تتلاحم العظام معاً بطريقة صحيحة |
Ucundaki çıkıntıyı gördüğünüz için mi burnumu atladınız? | Open Subtitles | لقد تجاوزت أنفى لإنك لاحظت نتوء فى نهايتها |
Sonra kafama vurdun ve şimdi kafamda şişlik var. | Open Subtitles | .و بعدها ضربتني على رأسي هنالك نتوء على رأسي |