"نتواعد" - Translation from Arabic to Turkish

    • çıkıyoruz
        
    • çıktığımızı
        
    • çıkmaya
        
    • çıkmıyoruz
        
    • çıkıyorduk
        
    • Çıktığımız
        
    • çıkıyor
        
    • birlikteyiz
        
    • çıkarken
        
    • çıkmadık
        
    • görüşüyoruz
        
    • çıkmıştık
        
    • flört
        
    • çıktık
        
    • Birlikte
        
    Evet. Hala çıkıyoruz. Ve bu ağır işler bu olaylar. Open Subtitles نعم , مازلنا نتواعد واحرز ماذا أنا آخذ الأمر ببطئ
    İki kat fazla süredir çıkıyoruz ama Pete benim dövmemi yaptırmadı. Open Subtitles بيت , لم يضع وشم لي و نحن نتواعد منذ فترة
    Oh, sen rahip olmadan önce bizim çıktığımızı söyledin mi? Open Subtitles أوه هل أخبرته أننا كتا نتواعد قبل أن تصبح قسيساً؟
    Monica ve ben arkadaştık. çıkmaya başlamadan önce. Belki sebebi budur. Open Subtitles مونيكا وانا كنا اصدقاء قبل ان نتواعد ربما هذا هو
    Demek öpüşüyoruz ama çıkmıyoruz. Open Subtitles , إذاً نحن نقبل بعضنا البعض لكننا لا نتواعد
    -Beraber çıkıyorduk. -Demek ki kuralı biliyorsun. Open Subtitles أعتادنا أن نتواعد اذاً أنتِ تَعْرفين كَيف هو الَعْملُ
    Seninle Çıktığımız sıralarda, yaşam koçunla çalışma grubu hakkında konuşman. Open Subtitles محادثاتكم مع مدرب حياتك عن مجموعة الدراسة عندما كنا نتواعد
    Sari'yi tebrik etsem iyi olacak ayrıca unutma sadece iki haftadır çıkıyoruz. Open Subtitles يجب ان اذهب تهاني ساري و تذكري نحن نتواعد منذ منذ اسبوعين
    İnsanların benim için çalıştığını bilmelerini istemiyorum. Sorarlarsa altı aydır çıkıyoruz. Open Subtitles لا أريد أن يعرف الناس أنكِ تعملين عندي، واذا سألكِ أحدهم فنحن نتواعد منذ 6 شهور
    Ross, 20 yılımızın programını yapmışsın. Biz altı haftadır çıkıyoruz. Yapma lütfen. Open Subtitles لقد خططت للعشرين سنه القادمه ونحن نتواعد من 6 اسابيع
    Biz üç aydır çıkıyoruz bunu sana anlatıyorum ve istediğine anlatabilirsin. Open Subtitles إننا نتواعد منذ ثلاثة شهور بيني وبينك وبين أي أحد تريد اخباره.
    Çünkü çıktığımızı bilmiyorlar. Sence yemeği mutfakta mı yemeliyiz? Open Subtitles لأنهما لا يعرفان أننا نتواعد أتظن علينا تناول الطعام في المطبخ؟
    Eğer herkes çıktığımızı bilirse, benden ayrıIdığını da bilir, ki ayrılacak. Open Subtitles إذا عرف الجميع بأننا نتواعد . هم سيعرفون عندما ينفصل عنى ؟ أى هذا ما سيفعله
    çıkmaya başladığımızda ben bir başkasıyla Birlikte gibiydim. Open Subtitles , عندما بدأنا نتواعد كنت حينها أواعد أحدهم
    Jane ile okul dansında tanıştık, ve çıkmaya başladıktan sonra, başka kimseye bakmadım. Open Subtitles لقد قابلت جين في مدرسة للرقص وبعد ذلك بدأنا نتواعد حسناُ ، ولم انظر لأحد آخر
    Artık çıkmıyoruz. Uzun zaman önce ayrıldık. Open Subtitles نحنُ لا نتواعد بعد الآن لقد إنفصلنا منذ وقتٍ طويل
    Eskiden çıkıyorduk ama bu çok uzun zaman önceydi. Open Subtitles كلا، كنا نتواعد فيما مضى، ولكن ذلك منذ وقت طويل
    Bay Forman'la ben Çıktığımız zaman... sinemanın önünde onu bir kızı öperken görmüştüm... ve onu affetmiştim. Open Subtitles عندما كنت انا وفورمان نتواعد رايته يقبل فتاه اخرى في قاعه السنما
    Onunla çıkıyor olduğumuz da sizinle paylaşmak istiyorum. Open Subtitles و اريد ان اتشارك معكم في خبر اننا الآن نتواعد
    -Aslında hâlâ birlikteyiz. Open Subtitles هذا قادم من مرأة انفصلت عن رجل بسبب قلفه بالحقيقه, نحن مازلنا نتواعد
    Gezinin son kısmında Zanzibar'a gittik. Kumsalda yürüyerek vakit geçirdik. Bu, çıkarken sıkça yaptığımız bir şeydi. TED وعند نهاية الرحلة، ذهبنا الى زنجبار، وخصصنا بعض الوقت لنتمشى على الشاطئ، وهو شئ كثيرا ما نفعله حينما كنا نتواعد.
    Lisedeyken babamla çıktınız mı? Hayır, çıkmadık. Open Subtitles نحُن لم نتواعد بالمدرسة الثانوية نحُن كنا أصدقاء فقط.
    Biliyorsun ki, neredeyse iki aydır görüşüyoruz ve sen hiçbir zaman geceyi benim evimde geçirmedin. Open Subtitles لقد كنا نتواعد منذ شهرين ولم تقضي الليلة قط
    Aradan yıllar geçmiş olsa da seninle bir zamanlar çıkmıştık. Open Subtitles . بالرغم من أن هذا كان منذ سنوات أنتى وأنا نتواعد .
    Bütün bunlar son bulduğunda hâlâ yaşıyor olursan, flört edebiliriz. Open Subtitles و إذا كنت على قيد الحياة ، عندما ينتهي كل هذا ، سوف نستطيع أن نتواعد
    Sen ve ben 6 hafta çıktık , asla hiçbiryere varmayacaktı , İkimize de bir iyilik yaptım . Open Subtitles أنا وأنت كنا نتواعد لستة أسابيع، وتلك العلاقة كان من المستحيل أن تنجح.
    O bizim patronumuz ve Birlikte çalışırken çıkmamız fikrinden hoşlanacağını sanmıyorum. Open Subtitles أنه الرئيس, لا اعتقد أنه يحب فكرة أن نتواعد سوية وقت العمل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more