"نجلس على" - Translation from Arabic to Turkish

    • oturur
        
    • oturuyor
        
    • oturmamızı
        
    • oturuyorduk
        
    • oturduğumuz
        
    Sonra dükkanın hemen dışındaki kaldırıma oturur ben mavi arabaları sayarken o da kırmızıları sayardı... ..ve en çok arabayı sayan kazanırdı. Open Subtitles ثم كنا نجلس على ذلك المنعطف بالخارج وأنا أحصي السيارات الزرقاء وهو يحصي الحمراء ومن يحصي أكثر يفوز
    Her sabah bu kayalıklarda oturur ve denizin üstünde güneşin doğuşunu izlerdik. Open Subtitles وفي كل صباح كنا نجلس على تلك المنحدرات ونشاهد الشمس وهي ترتفع فوق البحر
    Kanepede oturuyor ve tenis oynuyoruz. Open Subtitles نحن نجلس على الأريكة،ولكن لا يزال يلعب التنس.
    Bizi linç etmek için adam toplarken elimizi, kolumuzu bağlayıp oturmamızı mı bekliyordun? Open Subtitles تتوقعنا أن نجلس على أصابع ابهامنا بينما تجهز رجالك لإعدامنا ؟
    Bir gün Clarie ile birlikte parkta bir bankta oturuyorduk. Open Subtitles وفي يوم من الأيام أنا وكلير كنا نجلس على مقعد الحديقه
    Hayır, çünkü bir yığın Uranyumun üstüne oturduğumuz için. Open Subtitles لا . ذلك لأننا نجلس على كومة يورانيوم
    Bu aile yerde oturur. Open Subtitles في هذه العائلة، نجلس على الأرض
    Sonra, kanepeye oturur ve "İşte Kocaman Bir Balkabağı, Charlie Brown"u izlerdik. Open Subtitles وعندها ، نجلس على الأريكة معا ونشاهد "It's the Great Pumpkin, Charlie Brown"
    - Otis'i bırakırken bazen balkonunda oturur konuşurduk. Open Subtitles أحياناً عندما أعيد (أوتيس)، كنا نجلس على شرفتها ونتحدث. تتحدثان؟
    Normalde, onunla birlikte bu salıncakta oturuyor olacaktık. Open Subtitles أجل ، في العادة أنا و هي في هذا . الوقت نجلس على الأرجوحة معاً
    Hayır. Bunun tek nedeni uranyum üzerinde oturuyor olmamız. Open Subtitles ذلك لأننا نجلس على كومة يورانيوم
    Bir çete savaşının kıyısında oturuyor olabiliriz. Open Subtitles ربما نكون نجلس على حافة حرب للعصابات
    Önce yeterli adamımız yokken savaşmamızı, sonra da kendi b. kumuzda oturmamızı emrediyorlar. Open Subtitles أولاً يأمروننا أن نندفع للأمام حينما لم تكفهم الجثث -ثم يأمروننا أن نجلس على قذارتنا
    Yere oturmamızı mı? Open Subtitles هل يريدنا أن نجلس على الأرض؟
    Sen, ben ve babam sahilde oturuyorduk. Open Subtitles كنّا ثلاثة نجلس على الشاطيء، أنا و أنتِ و أبي.
    Sen, ben ve babam sahilde oturuyorduk. Open Subtitles كنّا ثلاثة نجلس على الشاطيء، أنا و أنتِ و أبي.
    Beş yıl önce Chestnut'ın üzerinde buzlu kahvelerimizle oturuyorduk. Open Subtitles "منذُ خمسة سنوات , كنا نجلس على "شيستو مع قهوتنا الباردة
    Sıraya oturduğumuz günü ve oraya "Daima Lilya" yazdığını hatırlıyor musun? Open Subtitles هل تتذكري عندما كنا نجلس على ذلك الكرسي؟ حين كتبتي "ليلى الى الأبد" ؟
    Hep aynı yerlere oturduğumuz dikkatini çekti mi hiç? Open Subtitles الا تلاحظ بأننا نجلس على نفس المقاعد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more