Ama bizim Donnie Jones'un kardeşi hakkında bilmediğimiz şeyleri de vardı-- | Open Subtitles | ما كنا نجهله وقتئذ أن شقيقة دوني جونز كانت تعبث وأمرين |
Artık dünyamızı ölçmenin zamanı, çünkü ölçemediğimiz şeyleri düzeltemeyiz ve bilmediğimiz şeylere hazırlık yapamayız. | TED | الآن، حان الوقت لسبر أغوار كوكبنا، حيث لا يمكننا إصلاح ما لا يمكننا قياسه، كما لا يمكننا الاستعداد لما نجهله. |
AKTRİS/ARKADAŞI O zaman bilmediğimiz şeyler vardı. Bu ölümcül bir şey. | Open Subtitles | نعلم في هذا الوقت ما كنا نجهله من قبل إن ذلك التصرف ـ قاتل |
bilmediğimiz şey ise, senin gibi birinin nasıl bu kadar çabuk, kötü yola yöneldiğidir. | Open Subtitles | ما نجهله هو كيف لشخص مثلك أن يرتكب جرماً بهذه السرعة |
söyle bana,bilmediğimiz bir şey biliyorlar mı? | Open Subtitles | لذا إخبرني ، هل يعلمون شيئاً نجهله نحن ؟ |
Belli ki Yüzbaşı bizim bilmediğimiz bir şey biliyor. | Open Subtitles | من الجليّ أن القائد على علم بشيء ما نحن نجهله. |
Meta insanları sevmemeleri. bilmediğimiz bir şey söyle. | Open Subtitles | هو لأن لديهم مشكلة مع البشر المتطورين، أخبرنا بشيء نجهله. |
Bence bunları tartışmalıyız, çünkü hangi modeli benimsememiz gerektiği hiç de açık değil. Neleri bilip bilmediğimiz konusunda daha fazla konuşmaya ve tevazu göstermeye ihtiyacımız var. | TED | أعتقد أنه ينبغي المشاركة في مناقشات من هذا النوع، فهذا غير واضح أبدا أي نموذج ينبغي تبنّيه، كما أعتقد أننا في حاجة إلى مزيد من الحوار والتواضع حول ما نعرفه وما نجهله. |
Belki de Fox River da bilmediğimiz bir şeyler oldu! | Open Subtitles | -ما لم يكن وقع شيء نجهله في (فوكس ريفر ) |
Patty'nin bizim bilmediğimiz bir şeyi bilmesi hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | لا أحبذ ان تعلم باتي امرا نجهله نحن |
bilmediğimiz şeyler genelde ölümümüze sebebiyet veren şeylerdir. | Open Subtitles | ما نجهله يتسبب في مصرعنا بنهاية المطاف |
Sanırım kalbimiz, bizim bilmediğimiz bir şey biliyor. | Open Subtitles | أظنّ أنّ القلب يدرك أمرًا نجهله |
Yiyecek yaratıkları bizim bilmediğimiz bir şeyi biliyorlar. | Open Subtitles | المخلوقات الغذائية تعرف شيئاً نحن نجهله |
bilmediğimiz şeyleri itiraf etmekten korkmuyoruz. | Open Subtitles | لسنا خائفين من الاعتراف بما نجهله |
Bilmiyorum. Ama M.K. hakkında bilmediğimiz çok fazla şey var. | Open Subtitles | لا أعلم، والذي نجهله عن (م ك) قد يملئ مكتبة |
Clark, bilmediğimiz bir şey biliyorsan... | Open Subtitles | كلاك إن كنت تعرف ما نجهله |
Belki bizim bilmediğimiz bir şey biliyordur. | Open Subtitles | ربما يعرف شيئا نجهله. |
Belki bizim bilmediğimiz bir şey biliyordur. | Open Subtitles | قد يكون يعرف أمراً نجهله |
Veya bilmediğimiz bir şey biliyordur. | Open Subtitles | أو أنها تعلم شيئًا نجهله |
- Ancak bilmediğimiz bir şey vardı. | Open Subtitles | دقيقتان لكن كان ثمة أمر نجهله |