Beni ve annemi alarak, güzel bir hayat yaşamamız için, herşeyden fedakarlık etti. | Open Subtitles | إهتم بي وبأمي وضحى بكل شيء ليتأكد أننا نحظى بحياة رائعة |
Normal bir hayat yaşamamız için bize yardım etmeye çalıştın. | Open Subtitles | لقد حاولتِ مُساعدتنا في أن نحظى بحياة طبيعية |
Normal bir hayat yaşamamız için bize yardım etmeye çalıştın. | Open Subtitles | لقد حاولتِ مُساعدتنا في أن نحظى بحياة طبيعية |
Bak, büyük bir hayatımız olacak. | Open Subtitles | أنتي.. إسمعي, سوف نحظى بحياة كبيرة وجميلة |
Beraber güzel bir hayatımız olabilirdi ve oldu da. | Open Subtitles | وأنّه يمكننا أن نحظى بحياة رائعة معاً -وحظينا بها -أنا آسفة |
Belki onu apartmanından dışarı çıkarabilirsem belki yüzüne güneş vurursa değişebilir ve gerçek bir hayatımız olabilir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | خِلتُ أنني لو تمكنت فقط من إخراجه خارج تلك الشقة ربما إذا ضرب ضوء الشمس وجهه فسوف يتغير، ويمكننا أن نحظى بحياة حقيقية، لذا.. |
Bizim düzgün, normal bir hayatımız var. | Open Subtitles | نحظى بحياة مرتبة و اعتيادية |
Ama burada bir hayatımız olur. Seni gerçekten seviyorum ve sana yardım etmek istiyorum Abby. | Open Subtitles | لكن يمكن أن نحظى بحياة هنا أحبك حقاً وأريد المساعدة، (آبي) |
Böylece bir hayatımız olabilirdi. | Open Subtitles | -اخرسوا ! حتى نحظى بحياة |