Dur bakalım orada, bizim elimizde senin düşündüğün kadar bir güç yok. | Open Subtitles | أنتظري ، نحنُ ليس لدينا الكثير من السلطة كما تعتقدين أننا نفعل |
Hızlanamayan araç yarış dışı kalabilir .Konuşmak için zaman yok tamam mı. | Open Subtitles | انه سينتهي أمره بالجدار السيارة اوشكت على التلف و نحنُ ليس لدينا وقتاً للكلام |
Artık iddiayı kazandığıma göre bu konuyu düşünmemize gerek yok. | Open Subtitles | لكن منذ أن ربحتُ الرهان ، أحسب نحنُ ليس من الضروري القلق بشأنه |
Bu hiç de... Birbirinizi benzetmek için durmaya vaktimiz yok. | Open Subtitles | . نحنُ ليس لدينا الوقت لكي نركل المؤخرات |
Hiç gerek yok. Uydu telefonuna bağlarız. | Open Subtitles | نحنُ ليس بحاجة له سوف نتصل عن طريق الأقمار |
Pekala, çok fazla vaktimiz yok bu yüzden büyük sorunlara girmeliyiz. | Open Subtitles | حسناً نحنُ ليس لدينا الكثير من الوقت لذلك ينبغي علينا أن نصل للقضايا الكبيرة |
Vaktimiz yok mu? | Open Subtitles | نحنُ ليس لدينا وقتاً لهذا؟ مم؟ |
Gerek yok. | Open Subtitles | نحنُ ليس بحاجة لذلك. |
Bizim 5.000 dolarımız yok ki. | Open Subtitles | نحنُ ليس لدينا هذا المبلغ |
Buna için vaktimiz yok. | Open Subtitles | نحنُ ليس لدينا وقتاً لهذا |
Fazla vaktimiz yok. | Open Subtitles | نحنُ ليس لدينا وقتاً كثيراً |
Burada kimsemiz ya da hiçbir şeyimiz yok. | Open Subtitles | حسنٌ ، نحنُ ليس لدينا اي احد |
- Vaktimiz yok. | Open Subtitles | - نحنُ ليس لدينا وقت |