"نحو الشمال" - Translation from Arabic to Turkish

    • kuzeye
        
    • Kuzeydeki
        
    • kuzey
        
    • kuzeyi
        
    - Baş tarafına 200 litre pompala. - kuzeye dönüş tamamlandı komutanım. Open Subtitles قم بضخ 200 لتر إلى الأمام الإتجاة نحو الشمال , يا سيدى
    Kahvaltıda kendilerine yol boyu yetecek kadar yumurta yiyen kuşlar artık kuzeye gidebilirler. Open Subtitles الطيور تتوجه الآن نحو الشمال, مكتفين من وجبة البيض التي ستكفيهم طوال الرحلة.
    kuzeye yelken açtıklarını gördüm limandan ve takipten uzağa doğru. Open Subtitles رأيتهما يبحران نحو الشمال بعيدًا عن الميناء أثناء إطلاق النيران
    Geri çekilseler Kuzeydeki dağlara giderlerdi. Open Subtitles إنَّهم يتراجعون إلى ما وراء الجبال نحو الشمال
    "Şeytan Kayası'ndaki Fingertrunk Ağacı, ...kuzey - kuzeydoğu yönünü işaret ediyor." Open Subtitles الاتجاه نحو الشجرة الصماء بالقرب من صخرة الشيطان ثم الاتجاه نحو الشمال والشمال الشرقي
    Gemiyle Panama'ya inerler, kanalı geçer, sonra kuzeye başka bir gemiyle giderlerdi. TED سوف يأخذون سفينةً إلى الأسفل باتجاه بنما، عبر المضيق، ثم سيستقلّون سفينةً أخرى نحو الشمال.
    Bir köprü geçiyorsunuz, bu 18 metre yüksekliğindeki tepeyi tam ortadan kesen ve kuzeye gittikçe sağa doğru genişleyen odaya giriyorsunuz. TED تعبر الجسر ، وتدخل هذه الغرفة الثلاثية ، بارتفاع 60 قدما، الذي يقطع التلة تماما ويمتد الطريق تماما نحو الشمال.
    Fırtınaları yaratıp kuzeye ve güneye göndeririz. TED نحن من يُكوَّن الأعاصير ومن ثم نرسلها نحو الشمال أو الجنوب.
    Bu kaşifler güneye doğru bir yolculuğa çıktığında, Etiyopyalı seyyahlar da kuzeye gitmeye başlamıştı. TED في الوقت ذاته الذي اتّجه فيه هؤلاء المستكشفون جنوبًا، بدأ الحجاج الإثيوبيون بالسفر نحو الشمال.
    Ayrıca, tabii ki, Frank kuzeye de gidebilir. Open Subtitles ثم مرة أخرى، بالطبع, هو ربما يكون نحو الشمال.
    kuzeye doğru uzaklaşıyor, çok da yükseldi. Open Subtitles انه يتجة بعيداً نحو الشمال وبمستوى عالى جداً
    Bir gün, hala hatırlıyorum... buzullar eridi ve buzdağları kuzeye doğru sürüklendi. Open Subtitles ذات يوم، لازلت أتذكر... فقد ذاب الجليد وانجراف الجبل الجليدي نحو الشمال
    Bahar zamanı, kazlar kuzeye doğru uçuyor olmalılar. Open Subtitles إنه فصل الربيع ، لذا الإوزات لابد أنها تطير متجهة نحو الشمال
    İki daire geçidine güneye, sonra, ah, kuzeye... Open Subtitles من الجنوب نعبر من حول تلك الدائرتين .. . نحو الشمال إلى
    Şubat ayı ve dünyanın ekseni eğilirken güneş ışınları yavaş yavaş kuzeye doğru geliyor ve kuzey kutbu, sert kışın altından ortaya çıkıyor. Open Subtitles في نصف الكرة الأرضية الشمالي ونظرا لميلان الأرض على محورها فإن أشعة الشمس تزحف ببطء نحو الشمال
    Baharın sonları ve yükselen güneş toprağı ısıtmaya başlayınca sekiz milyon ren geyiği kuzeye göç ediyor. Open Subtitles إنها أواخر الربيع، وبينما قوة الشمس المتزايدة تعمل على تدفئة الأرض، يرتحل ثمانية ملايين حيوان رنة نحو الشمال.
    Evet anladım, kuzeye doğru gideceğiz... eninde sonunda bir av partisine, ya da bir köye varırız. Open Subtitles أعتقد بأننا نتجه نحو الشمال سننتهي بإيجاد مجموعة مقاتلين ..
    Kıtanın Kuzeydeki sıcak akıntılarla bağlantısı kesildi. Open Subtitles دفع القارة من المياه الدافئة ... نحو الشمال
    Kuzeydeki tepede bir kulübe var. Biliyor musun orayı? Open Subtitles هناكَ كوخٌ على التّل نحو الشمال...
    17. yüzyılda Kuzeydeki Yukarı Atlaslar'dan Marakeş pazarlarına doğru uzanan bir ticaret yolunun üzerinde kuruldu. Open Subtitles بنيت في القرن السابع عشر على الطريق التجاري الذي يشق طريقة نحو الشمال عبر الأطلس الكبير و الى أسواق (مراكش)
    kuzey, kuzey doğu. Kobra adasına gidiyoruz. Open Subtitles وجهها نحو الشمال الشرقي حيث جزيرة الكوبرا
    Victoria Gölü yakınlarından doğan ve Uganda'nın kuzeyi boyunca başı çeken Beyaz Nil ve Etyopya'nın dağlık bölgelerinden inen Open Subtitles النيل الأبيض الذي يبدأ بالقرب من بحيرة فيكتوريا ويتجه نحو الشمال قاطعاً أوغندا والنيل الأزرق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more