Bunun biraz bilim kurgu gibi göründüğünü biliyorum, işte şimdi geleceğe doğru bakıyoruz. | TED | وهذا يبدو كما لو أنه خيالٌ علمي ونحن نطلق نحو المستقبل بسرعة كبيرة |
Ortaya çıkarmakta olduğumuz geleceğe doğru daha ciddi bir şekilde hareket ettikçe gerçekte iki çetrefilli zorluk takımıyla karşı karşıya geleceğiz. | TED | سنجد أنفسنا في مواجهة مجموعتين من التحديات كلّما غصنا أعمق نحو المستقبل الذي تقوم بإنشاءه. |
Bu binaların artık enerji tüketen değil enerji sağlayan olduğu geleceğe doğru bir noktadır. | TED | هذا توجه نحو المستقبل حيث المباني لم تعد مستهلكةً للطاقة، ولكنها تزودنا بالطاقة. |
Biz yapay zekâyı daha güçlü yapıyoruz ama nasıl bir geleceğe doğru yönlendirelim ki YZ insanlığın ilerlemesine yardım etsin, bocalamasından ziyade? | TED | نحن نجعل الذكاء الاصطناعي أكثر قوة ولكن كيف يمكننا التوجه نحو المستقبل وجعل الذكاء الاصطناعي عونًا لازدهار البشرية عوضًا عن تعثرها؟ |
Belirsiz bir geleceğe doğru yelken açarken, toplum olarak karşı karşıya kaldığımız zorluklarla mücadele etmek için gezegenimizdeki insan zekâsının her çeşidinin birlikte çalışmasına | TED | بما أننا نبحر نحو المستقبل المجهول، فإننا بحاجة لكل أشكال الذكاء البشري الموجود على الكوكب للعمل معا بهدف التصدي للتحديات التي نواجهها كمجتمع. |
İşi geleceğe taşımanın zamanını biliyorsunuz. | Open Subtitles | تدركون متي تتحركون نحو المستقبل |
İşte bu yüzden senin yeni hikayeni şimdiki zamandan geleceğe doğru yazmak zorundayım. | Open Subtitles | ولهذا يتعيّن عليّ كتابة قصّتك الجديدة مِنْ هذه اللحظة فصاعداً نحو المستقبل |
Harika bir tutum içerisinde olmak, ikinci seçeneği seçmektir, ve ilerlemeyi seçmektir, geleceğe doğru minik adımlarla ne kadar zor olursa olsa da size ne kadar acı gelse de. | TED | وان يكون لديك انطباع جيد عن الحياة .. فهو يحتم عليك ان تختار الخيار الثاني والخيار ذاك .. مهما كان ذلك صعباً .. ومهما كان سيترتب على ذلك من الالم .. فان الخيار الافضل هو المُضي قدماً .. والمشي بخطى حتى لو كانت صغيرة كخُطى الاطفال .. نحو المستقبل |
Bu size geleceğe doğru bir yol sunar. | TED | يعطيك مسار نحو المستقبل. |
Britanya ileriye, geleceğe doğru yürüyüşünde yanlız! | Open Subtitles | ! بريطانيا تتقدم للأمام , نحو المستقبل |
- Bir geleceğe doğru gidiyorum. | Open Subtitles | ـ أنا أسير نحو المستقبل |
O yüzden, Pam'in tekrar benim tarafımda olmasının geleceğe doğru bu sağlam adımları atmanın bir şansı olarak görüyorum. | Open Subtitles | أتشرف شخصيًا بأن احظى بعودة (بام بجاني، لنخطو تلك الخطى نحو المستقبل |
Britanya ileriye, geleceğe doğru yürüyüşünde yanlız! | Open Subtitles | نحو المستقبل |
İşi geleceğe taşımak önemli. | Open Subtitles | إنه مهم للتقدم بالعمل نحو المستقبل. |