Bu da demektir ki, servet sadece seçilmiş bireylerden oluşmuş bir grubun elinde toplanmakla kalmıyor, ayrıca Amerikan rüyası, bizim gibi artan bir çoğunluk için giderek ulaşılamaz hale geliyor. | TED | وما يعنيه ذلك هو أن الثروة لم تصبح تتركز فقط بصورة متزايدة في أيدي مجموعة مختارة من الأفراد، ولكن الحلم الأمريكي أصبح بعيد المنال على نحو متزايد لغالبية متزايدة منا. |
Laboratuvarın içinde değil, ve giderek artan bir şekilde Hindistan, Çin, Brezilya, Afrika gibi yerlerde. | TED | ليس في المختبر، وإنه على نحو متزايد في مناطق مثل الهند والصين والبرازيل وافريقيا. |
Ama aynı zamanda, giderek sinir bozucu oluyor, çünkü yalnızca kendi verdiğimiz zararların ölçümünü yapmaya başladık. | TED | ولكن في نفس الوقت، كان ذلك محبطا على نحو متزايد لأننا قمنا بقياس الضرر الذي تسببنا به. |
giderek daha çok mobil cihaz kullanıyoruz ve hareket hâlindeyken etkileşimdeyiz. | TED | ونحن نستخدم وعلى نحو متزايد الأجهزة المحمولة باليد ونتعامل معها بفعالية شديدة. |
Evde dikkatimi vermem gereken gittikçe artan konular var. | Open Subtitles | الأمور في المنزل تتطلب إنتباهي .على نحو متزايد |
fakat gittikçe daha seküler ve parçalı hale gelen dünyamızda, kendi öfkeli tüketici yanımızın aracılığı olmaksızın, deneyim istatistikleri mi sunuyoruz? | TED | ولكن أين يمكن أن نعرض الخبرة المشتركة , في هذا العالم العلماني والمفكك على نحو متزايد, بلا تأثير من نزعتنا الإستهلاكية الحادة؟ |
Makinelerimiz giderek bizim için çalışıyor. | TED | تقوم آلات على نحو متزايد بالعمل نيابة عنا. |
Bu iğneli lafları giderek daha az komik buluyorum. | Open Subtitles | أجد هذه الملاحظات البارعة على نحو متزايد أقل هزلية. |
Fransız Nazi sempatizanları giderek daha büyük korku salmaya başladılar. | Open Subtitles | المتعاطفون النازيون الفرنسيون يُصبحُ على نحو متزايد فدائي. |
Açıkçası yıllar ilerledikçe bunlar giderek daha aranır özellikler haline geliyor. | Open Subtitles | وبصراحة، يصبح على نحو متزايد مرغوب بمرور السنين |
İnsanlar giderek neden daha fakirleştiğinin farkında değil. | Open Subtitles | لماذا الناس لا يدركون أنهم أصبحوا فقراء على نحو متزايد. |
giderek artan, incelikli analizler verilerin içinden eleniyor; makineleri tamamen yeni yöntemlerle ve çok daha verimli bir şekilde çalıştırmamıza olanak tanıyan kavrayışlar sağlıyor. | TED | تحليلات متطورة على نحو متزايد ثم من خلال التدقيق في البيانات، تقديم الأفكار التي تسمح لنا بتشغيل الآلات بطرق جديدة تماما، وبكفاءة أكبر |
Sonuç olarak ikimiz de giderek hipoglisemik olduk- günlerce düşük kan şekeri seviyelerimiz oldu- ve giderek aşırı soğuğa karşı duyarlı hâle geldik. | TED | ونتيجة لذلك، أصبنا بنقص في سكر الدم على نحو متزايد كان مستوى سكر دمنا منخفضاً يوما بعد يوم وأصبحنا حساسين بشكل متزايد تجاه البرد القارس |
Bence hiçbir fikirleri yoktu: Bence Twitter'ın güzel saflığının, giderek korkunç bir gerçeğe doğru yaklaştığı eşsiz bir andı. | TED | أعتقد أنه لم تكن لهم معرفة بذلك: أعتقد أنها كانت لحظة فريدة حين تقوم السذاجة البريئة لتويتر بضرب الحقيقة المروعة على نحو متزايد. |
Çoğu orta sınıf işlerde giderek yazılımla kodlanabilen ve bilgisayarlar tarafından yürütülebilen iyi anlaşılmış kurallar ve prosedürler kullanılır. | TED | العديد من الوظائف التي تتطلب مهارات متوسطة تعتمد قواعد وإجراءات مفهومة بشكلٍ جيد التي يمكن على نحو متزايد برمجتها وتنفيذها باستخدام أجهزة الكمبيوتر. |
Savaş sonrası, Turing kendisini giderek artan biçimde gizli servislerin hedef tahtasında buldu. | Open Subtitles | بعد الحرب، وجد "تورينغ" نفسه وعلى نحو متزايد يجذب انتباه أجهزة الأمن. |
Özellikle bugünkü duruşma sonrası bu soru giderek önem kazanıyor. | Open Subtitles | الذي يبدو على نحو متزايد سؤال حاسم. |
Pryceshire ile ilişkilerimiz giderek gerildi. | Open Subtitles | علاقاتنا مع "Pryceshire" أصبحت متوترة على نحو متزايد. |
Elbiseler, gelişmekte olan ülkelerden gönderilerek gittikçe artan şekilde satılmaktadır, | Open Subtitles | وكما تركنا ملابسنا أسرع وأسرع، الآن التخلص منها على نحو متزايد في البلدان النامية، |