Büyük şirketlerin geçmiş başarıları takviye etme eğilimi vardır. | TED | الشركات الكبيرة لديها نزعة داخلية لتعزيز نجاح الماضي |
Yanma oranları, ateşleme eğilimi, bu tip şeyler. | Open Subtitles | معدلات الاحتراق و نزعة الإشعال و أشياء من هذا القبيل |
Yanma oranları, ateşleme eğilimi, bu tür şeyler. | Open Subtitles | معدلات الاحتراق و نزعة الإشعال و أشياء من هذا القبيل |
Bir akım yarattın ve çocukların nasıl olduklarını bilirsin. | Open Subtitles | أطلقت نزعة وتعلم كيف ينجرّ الأولاد دائماً |
Dengesiz eğilimleri olan kişi için, satranç, bir manyaklık haline geliyorsa, uçurumdan düşmesine az kalmış demektir. | Open Subtitles | الفرد مع نزعة غير متزنة من الممكن ان يكون مهووس بالشطرنج ويرمي نفسه من حافة الهاوية |
- İntihara meyili mi var? | Open Subtitles | هل له نزعة انتحارية؟ |
"Norman Burroughs cinayete meyilli. İflah olmaz bir alkolik. | Open Subtitles | "نورمان بوروز لديه نزعة للقتل وهو مدمن كحول بدون عذر واضح |
Hiç şüphe yok ki savaşmaya yatkınsın. | Open Subtitles | لا شك أن لديك نزعة لترويج الحروب |
Kundakçılık eğilimi olan sabıkalılara odaklanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نركز على المعتدين المعروفين مع نزعة لإشعال الحرائق |
Çocuklarda genelde ailelerini koruma eğilimi olur. | Open Subtitles | فهناك نزعة للأطفال, في الغالب لمحاولة حماية والديهم |
İntihar eğilimi olan psikolojik bir depresyondayım. | Open Subtitles | أنا أعاني من إكتئاب نفسي يؤدي إلى نزعة إنتحارية |
Ciddi psikopatik eğilimi olmayan hiç kimse 7 kişiyi öldürmez. | Open Subtitles | لا أحد يقوم بقتل 7 أشخاص بدون نزعة عدم وجود مشاعر |
Ama görüyorsun, ben avantajlıydım, çünkü senin kendini sabote etme eğilimi olan gerçek bir playboy olduğunu her zaman biliyordum. | Open Subtitles | لكن كما ترى، كانت لدي الأفضلية لأنني كنت أعلم دائماً أنك رجل منغمس بالملذات مع نزعة لتدمير نفسك |
Sol tarafta ise tam tersi söz konusu: daha fazla fedakarlık, mutluluk, kendini ifade etme, merak, vs. eğilimi. | TED | والعكس بالنسبة للجهة اليسرى : لهم نزعة للإيثار, للسعادة , للتعبير , و حب المعرفة والإستطلاع وهكذا . |
Kızlar onun şiddete eğilimi olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | دائم الفتيات تقول ان لديه نزعة عنيفة |
ülke çapında ekonomistlerin ve psikologların yaptığı bir araştırma, şaşırtıcı bir şeyi ortaya çıkardı. Etki eğilimi diye adlandırdığımız bir şey, yani simülatörü kötü çalışmaya meyleden bir şey. Simülatörün sizi, farklı sonuçların gerçek hallerinden çok daha farklı olduğuna inandırması. | TED | أن الأبحاث التي يقوم مختبري بها والتي يقوم بها الاقتصاديون والأطباء النفسيون في البلاد كشفت لنا شيئا مذهلا بالفعل شيءٌ ندعوه التأثير المنحاز أي نزعة جهاز المحاكاة للعمل بصورة خاطئة حيث يشعرك جهاز المحاكاة بان النتائج المُختلفة هي مختلفة اكثر مما هي عليه بالواقع |
Burada bir akım görüyorum. | Open Subtitles | بدأت برؤية نزعة جنسية هنا |
Evet, kesinlikle bir akım. | Open Subtitles | أجل، بالتأكيد "نزعة جنسية" |
Tarımsal pazarda iyi olabilmek için eğilimleri iyi bilmek zorundasın. | Open Subtitles | .... يجب أن تدرسى أى نزعة تحقق دوراً جيداً... |
İnsanların her konuda hile yapmaya eğilimleri vardır. | Open Subtitles | الناس لديهم نزعة الغش في كل شيء |
Adam öldürmeye meyili var. | Open Subtitles | له نزعة قاتلة |
Fakat Matador kendini yok etmeye meyilli değil. | Open Subtitles | ولكن "السفاح" لا يعاني من نزعة تدمير ذاتي |
Bilmiyorum ama öfkelenmeye çok yatkınsın. | Open Subtitles | الديك نزعة لان تغضب كثيرا |