"نزيل" - Translation from Arabic to Turkish

• misafir
• müşteri
• çıkaralım
• çıkaracağız
• çıkarmalıyız
• kaldıracağız
• kaldırmalıyız
• kalan

Şu inlerine davetsiz misafir dadandığı için arayan iblis çift.
أنهم الثنائي الذين قالوا ان لديهم نزيل في المنزل

- Yardımcı, bütün yerel otellerdeki müşteri kayıtlarını ve çiftliklerdeki konukları kontrol etmene ihtiyacım var.
برانش احتاج منك ان تتحقق من سجلات كل نزيل في الفنادق المحلية وضيوف المزارع

Ceketinizi çıkaralım. Hiç yaranız var mı?
علينا أن نزيل ذلك المعطف هل أنتَ متأذي بأي مكان؟

Sonra biraz yağlı doku çıkaracağız, göğsünü yeniden şekillendireceğiz ve meme ucunu yeni yerine koyacağız.
وبعد ذلك سوف نزيل بعض من الأنسجة الدهنية نعيد تشكيل صدرك ونغير مكان الحلمة

Tüm bu freskleri tek parça halinde çıkarmalıyız...
لذا يجب علينا أن نزيل جميع اللوحات الجدارية , سليمةً

Çıkış kapısını örten demir sobayı oradan kaldıracağız.
سوف نزيل الموقد الحديدى هذا الذى يخفى باب الهروب

Harika. Olayın askeri yönünü ortadan kaldırmalıyız.
رائع اي شيء يمكننا فعله لكي نزيل الطابع العسكري عن الموقف

Pekâlâ, yeni bir kanuna göre her altı ayda bir idam koğuşunda kalan mahkûmların ruhsal durumlarını incelemem gerekiyor ve sıra sende.
حسناً، بحسَب قانون الولاية الجديد في كُل ستة أشهُر عليَ مُراجعة الصحة العقلية لكُل نزيل

Adam bir misafir olarak içeri girmiş ve balkonun üzerinden eli boş bir şekilde tüymüş.
نزيل أعتدى على رجل، وصدم رأسه بالشرفة بأيدي فارغة.

Eğer haklıysan, bunun anlamı şantaja uğramış her misafir katil olabilir.
حسناً, اذا كنت مُحقّاً هذا يعني أنّ كل نزيل

Bir misafir hakkında bir izne ihtiyaçları varmış.
-إنّهم بحاجة إلى إذن حول نزيل .

Bir müşteri bir çalışana 100-Yuan bahşiş verdi.
نزيل أعطى عمالنا 100 يوان بقشيش

Şu anda Amy Whalen adı altında bir müşteri kaydımız bulunmuyor.
ليس لدينا نزيل مُسجّل تحت اسم (آيمي ويلان) في الوقت الحاضر

19 numaradaki müşteri gelmedi.
نزيل الغرفـة 19 لم يعـُد بعد.

Yani parti programından o kısmı çıkaralım,..
أو تؤخر من تحديد الانبعاث الغازي لذا يجب ان نزيل هذا البند من بيان حزب المحافظين

Pekala,şimdi şu şeyi çıkaralım.Yüce Tanrım!
حسناً ، فقط دعنا نزيل هذا الشيء. يالهي.

Kanadı çıkaracağız. Taşınabilir.
سوف نزيل الجناح انه قابل للإزالة

Tamam, olmayan bir mikroçipi nasıl çıkaracağız? Konuşması belirgindi.
حسنا، كيف نزيل رقاقة ليست موجودة ؟

- çok zaman geçirdik... cihazı hemen çıkarmalıyız.
الوقت ينفذ يجب أن نزيل الجهاز الأن

Beyninde zarar görmüş kısımları çıkarmalıyız.
يجب ان نزيل الأجزاء المتضررة من دماغة

Aksi şekilde sağlıklı olan yiyeceklerden yağı kaldıracağız, ve bunu yaparken de kalorilerin yerine bir şey koymamız lazım,
سوف نزيل الدهون من الاكل الصحي وحينما نعمل ذلك يجب علينا استبدال السعرات الحرارية

Şimdi havluyu kaldıracağız tamam mı? Kaldırmaya başlıyoruz.
جيّد جدّاً , الآن علينا أن نزيل هذه المنشفة , إتفقنا ؟

İkincil kademelerdeki 10 saatlik ödemeyi de kaldırmalıyız.
يجب أن نزيل الحد الساعي الأقصى للوظائف الثانويّة

Tüm şüpheleri ortadan kaldırmalıyız.
ان نزيل جميع الشكوك

- Evet. Otelde kalan bir arkadaşımı ziyaret etmeye çalışıyorum.
أحاول العثور على صديق لي نزيل بهذا الفندق.