"نزيهاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • dürüst
        
    • tarafsız
        
    • Usulsüzlük
        
    Çünkü kayın babam bana iyi bir adama kazık attırdı, dürüst bir adama, parası için, karım da beni alkışlıyor. Open Subtitles لأن حماى يريدنى أن أحتال على رجل طيب أن أسلب رجلاً نزيهاً ماله ولأن زوجتى تشجعنى على ذلك
    Aynı duyguları paylaşmıyorsan dürüst ol. Open Subtitles إن كنت لا تبادلها الشعور نفسه كن نزيهاً وحسب
    Bakın, benim hakkımda ne düşünürseniz düşünün, kendimi dürüst bir insan olarak görüyorum. Open Subtitles ،اسمع، مهما كان ظنك بي فأنا أعتبر نفسي رجلاً نزيهاً
    Biliyorsun ki o adam yozlaşmış bir hakim, yemin ettiği gibi tarafsız da değil, bir kadını ve çocuklarını sırf gücü yettiği için ezebiliyor. Open Subtitles إنه قاضٍ فاسد، وليس نزيهاً كما أقسم أن يكون، إنه يحطم امرأة وأولادها لمجرد أنه يملك السلطة لفعل ذلك
    Baban doğru bir adam ve dürüst bir polisti. Open Subtitles لقد كان والدك رجلاً محترماً وشرطيّاً نزيهاً
    - Babam iyi bir adamdı ve dürüst de bir polisti. Open Subtitles لقد كان والدك رجلاً محترماً وشرطيّاً نزيهاً
    Sen neden bana dürüst olup ne hissettigini söylemiyorsun? Open Subtitles لم لا تكون نزيهاً بما فيه الكفاية لتخبرني بشعورك؟
    Hem de hiç. dürüst, güvenilir, evli bir adamdı. Open Subtitles لقد كان رجلاً متزوجاً و نزيهاً و جديراً بالثقة
    Kendimi sıkıyordum ve uyumanın dürüst bir tepki olacağını düşündüm. Open Subtitles وفكرّت أنّه سيكون نزيهاً النوم كردّة فعل
    Ona, dürüst bir iş yürüttüğünü söyle. Open Subtitles ,مما يمكنني رؤيته إنه يدير عملاً نزيهاً هنا
    "Şimdi John Adams fazla dürüst" dedi. TED و أضاف،"الآن، جون آدامز كان نزيهاً بشكل زائد."
    dürüst biriyle evlenebilirdim. Open Subtitles كان بوسعى أن أتزوج رجلاً نزيهاً
    Hayır. O, dürüst ve uysaldı. Hayır. Open Subtitles كلاّ , لقد كان نزيهاً و محترماً كلاّ
    Neden bu kadar dürüst olmak zorundasın ki? Open Subtitles لمَ عليك أن تكون نزيهاً للغاية هكذا؟
    Saygısızlık etmek istemem Bay Said, ama dürüst bir maaşı dürüst insanlar hak eder. Open Subtitles حسناً، أعني بدون إهانة، أيها الإمام (سعيد) عندما أقول أنَ الأشخاص النزيهين يستحقونَ أجراً نزيهاً
    dürüst olmamı istiyorsan, olurum. Ama bu hoşuna gitmeyecek. Open Subtitles (لانا)، إن أردتي أن أكون نزيهاً معك، سأفعل، لكن الأمر لن يعجبك
    - Bu davada tarafsız olabileceğinizi düşünüyor musunuz? Open Subtitles وتعتقد أنك ستكون نزيهاً خلال هذه المحاكمة؟ - أعتقد أنني أستطيع القيام بأفضل مالدي -
    Eğer davalının zenci olduğu göz önüne alınırsa tarafsız olabilir miyim bilmiyorum, Bay Condon. Open Subtitles لا أعلم إن كنت قادراً على أن أكون نزيهاً سيد (كوندون) خصوصاً وأن المتهم زنجي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more