Ama bu dünyada Bayan Sonia gibi kadınlar da var. | Open Subtitles | ولكن هناك نساء مثل السيدة سونيا فى هذا العالم أيضا |
O zamana kadar İzlanda'da tipik kadın gibi kadınlar olarak tanınmıyorduk. | TED | فنحن لم نكن معروفات نساء مثل النساء في آيسلندا حتى ذلك الحين |
Judith gibi kadınlar, güç ve kendine güvenden etkilenirler. | Open Subtitles | نساء مثل جوديث تستجيب الى القوة والثقة, وليس |
Onlar gibi kadınlar birer utanç kaynağı. Çıkardıkları demiri bile lekeliyorlar. | Open Subtitles | نساء مثل هؤلاء عار انهن يعملن بالحديد |
Hayır hayır dinle, eğer bizimkiler gibi kadınlarla berabersen bazen bir kaçış noktası ararsın. | Open Subtitles | لا، لا، لا. إستمع، عندما نكون مع نساء مثل نسائنا أحياناً، تَحتاج إلى مخرج |
Galaksinin her yerinde senin gibi kadınlarla tanıştım. | Open Subtitles | لقد التقيت نساء مثل كنت في جميع أنحاء المجرة. |
- İşte bu yüzden senin gibiler Sarah gibi kadınlarla, benim gibi kadınlar da, Craig Paladino gibi zavallılarla. | Open Subtitles | -لهذا السبب رجال مثلك يكونون مع نساء مثل (ساره ) و النساء مثلي يكن مع الخاسرين أمثال (كريغ بالادينو) |
Örneğin Diane Nash gibi kadınlar. | TED | نساء مثل ديان ناش، |
Yani -- (Kahkahalar) (Alkış) Georgia'dan Lucy McBath gibi kadınlar. | TED | لذلك... (ضحك) (تصفيق) نساء مثل لوسي مكباث (Lucy McBath) من ولاية جورجيا. |
-Sherri gibi kadınlar güzel ve arzulanır olduklarını zaten bilirler. | Open Subtitles | ؟ نساء مثل (شيري) جميلون ومرغوبون |