Oğlunuzla ilgili konuşabilir miyiz acaba? | Open Subtitles | كنا نتساءل لو نستطيع التحدث معكِ عن إبنك |
Biz Matmazel Adamsın arkadaşıyız. Onunla konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | نحن أصدقاء للأنسة أدامز, هل نستطيع التحدث اليها ؟ |
Resmiyet yürüyüşüyle girerseniz, konuşabiliriz. | Open Subtitles | الفنّ، إذا تراجعت أنت وصديقك الأجنبي هنا عندئذ نستطيع التحدث |
- Ama onunla konuşabiliriz dimi? | Open Subtitles | و لكننا نستطيع التحدث إليه؟ يمكنك المحاولة |
İçerisi boyanıyor. Burada konuşamayız. Oh. | Open Subtitles | كيلي أنا اقوم بإعادة طلاء مكتبي لا نستطيع التحدث هنا الان |
Pekâlâ, buralarda özel Konuşabileceğimiz bir yer var mı? Hayır! | Open Subtitles | حسناً، هل هناك مكان حيث نستطيع التحدث على إنفراد ؟ |
Bence şimdi biraz konuşsak iyi olacak. | Open Subtitles | أعتقد بأنه ربما الآن هو الوقت الجيد، لنا لكي نستطيع التحدث معاً. |
Aşağı çaycının oraya inelim de orada konuşalım, burada anlatılacak şey değil. | Open Subtitles | دعونا نذهب لمقهى المستشفى فلا نستطيع التحدث هنا |
Tamam, haklısın, ama şimdi konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | حسنا , أنت محق لكن هل نستطيع التحدث الآن ؟ |
Ron bu konuyu, ben Alaska'dan döndüğümde konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | رون, هل نستطيع التحدث في ذلك عندما اعود من الاسكا |
Çantandaki silah hakkında konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | هل نستطيع التحدث بشأن السلاح الذي في محفظتك؟ |
Aptalca ötesi bir şey yapmadan konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | هل نستطيع التحدث قبل أن تفعل شيء غبي جدًا؟ |
Tatlım, küçük tatlı şey. Bir saniye dışarıda konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | عزيزتى , عزيزتى الصغيرة هل نستطيع التحدث خارجاً قليلاً؟ |
Tamam ama bunu daha sonra da konuşabiliriz. | Open Subtitles | حسناً، نحن بالتأكيد نستطيع التحدث عن هذا لاحقاً |
Bak, yarın bunun hakkında konuşabiliriz. | Open Subtitles | انظري، نستطيع التحدث عن كل هذه الأمور غدًا لكن الآن، |
Önümüzdeki sonbahar istediğin zaman konuşabiliriz. | Open Subtitles | والخطوة التالية, نستطيع التحدث وقتما تشاء |
Kanıtlara bakarak konuşamayız, konuşacak olanlar da öldü. | Open Subtitles | لا نستطيع التحدث من الدليل,نيك و كل شخص اخر ميت |
Ki bana onlardan bahsedemezsin çünkü nöroloji hakkında konuşamayız. | Open Subtitles | وهي حالات لا يمكنك إخباري عنها لأننا لا نستطيع التحدث عن العصبية. |
Senin adına Konuşabileceğimiz herhangi biri var mı? | Open Subtitles | هل هناك أحد ما يدير أعمالك نستطيع التحدث معه ؟ أحد ما في بريطانيا ؟ |
Ya da başka birinin aklında Konuşabileceğimiz bir şey varsa bunun dışında. | Open Subtitles | أوهناك أي شيء آخر أو عن فكر أحدهم نستطيع التحدث عنه |
Bunu önümüzdeki hafta konuşsak olur mu? | Open Subtitles | هل نستطيع التحدث عن ذلك الأسبوع القادم ؟ |
Gel, başka yerde konuşalım. | Open Subtitles | هيا دعينا نذهب لمكان نستطيع التحدث بحرية اكثر |
konuşamıyoruz ama aynı işi yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع التحدث ونحن شركاء فى مهمه واحده |
- Neden konuşamazmışız! | Open Subtitles | لماذا لا نستطيع التحدث الآن؟ |