İçlerinden birisine çift taraflı oynaması için ödeme yaptığınızdan şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | نحن نشتبه بانك دفعت لأحد افراد عصابتهم ليقوم بخداعهم وقتلهم |
Kaçamak cevap vermek istemiyorum ama bir suç işlediğinden şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | حسنا, لا أريد ان اكون مراوغا انه فقط نحن نشتبه انها ربما ارتكبت جريمة |
Bombanın Dünya'ya ışınlanma tüpleri aracılığıyla kaçak sokulduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نشتبه القنبلة ربما قد هربت إلى الأرض عن طريق أنوب بوم |
Evet ama Eloise'i onun öldürdüğünü düşünmüyoruz. | Open Subtitles | أجل، لكننا لا نشتبه في أنه قاتل (إلويز). |
Zimmetine mal geçirdiğinden şüphelenmiştik. | Open Subtitles | نشتبه في نوع ما من الإختلاس |
Sınır üzerinden aşırı derecede silahın Orta Asya'da Avrupa'ya Taşındığından şüpheleniyorduk. | Open Subtitles | نشتبه بوجود مخابئ كبيرة للأسلحة تنتقل من آسيا الوسطى إلى أوروبا |
Bu firarı ayarlayanın Azkaban'dan kaçma konusunda deneyimi olan bir adam olduğu yönünde ciddi şüphelerimiz var. | Open Subtitles | "الوزارة تغضب السنتورز" نحن نشتبه بشكل كبير أن هذا الهروب تمت هندسته من طرف شخص يملك خبرة كبيرة في الهروب من أزكبان |
Biz senden şüphelenmiyoruz, Light. | Open Subtitles | نحن لا نشتبه بك يا لايت |
Babanın teknede senin fotoğraflarını çekmek için... kameranı kullandığından şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | و نشتبه أن والدك استخدمها لالتقاط صور لك على متن قاربه |
En az beş kişiyi öldürdüğünden şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | نحن نشتبه أنّه إرتكب على الأقل خمس جرائم قتل |
Chang'ların ithal özel araç işinin kaçırdıkları mallar için paravan olduğundan şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | نحن نشتبه بالإخوة تشانج خبراء تصدير السيارات المصنعة وفقا لمواصفات العميل و التى هى واجهة لعملية تهريب |
Bu korkunç cinayet için kimden şüpheleniyoruz? | Open Subtitles | من الذي نشتبه به إذن في إرتكاب تلك الجريمة المُروعة ؟ |
Ama kiralık araba, tren bileti, bunların hepsinin dikkatimizi gerçekte olan şeyden uzaklaştırmak için yapıldığından şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | ولكننا نشتبه في أن السيارة المؤجرة تذكرة القطار، كل ذلك صُنع ليلهينا عن ما حدث حقا |
Şifre çözme hızı göz önüne alındığında Enigma tipi bir cihazla kodu kırmaya çalıştıklarından şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | نظراً لمُعدّل فكّ التشفير، فإننا نشتبه أنّهم يستخدمون آلة من نوع إنجما لفك تشفير الكود. |
Gizli bir ajan olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | .نحن نشتبه فى أن يكون من العملاء السريون |
Bunların çoğunun yeme alışkanlığından geldiğini düşünüyoruz, yeşil yapraklı sebzeler, pancar kökü, marul deriye gittiğini düşündüğümüz birçok nitrik oksit barındırıyor. | TED | نشتبه أن الكثير من هذه تأتي من النظام الغذائي، الخضروات الورقية والشمندر والخس فيها الكثير من أكاسيد النتريك التي نعتقد تذهب إلى الجلد. |
Öldürenin sen olduğunu düşünmüyoruz. | Open Subtitles | -إننا لا نشتبه أنّك قتلت الرجل بنفسك . |
Öldürenin sen olduğunu düşünmüyoruz. | Open Subtitles | -إننا لا نشتبه أنّك قتلت الرجل بنفسك . |
İlk önce korsanlardan şüphelenmiştik. | Open Subtitles | نشتبه بالقراصنة أولاً |
İlk önce korsanlardan şüphelenmiştik. | Open Subtitles | نشتبه بالقراصنة أولاً |
Aylardır Carlos'tan şüpheleniyorduk. | Open Subtitles | لقد كنا نشتبه فى تورط كارلوس منذ عدة شهور |
Aylardır Carlos'tan şüpheleniyorduk. | Open Subtitles | لقد كنا نشتبه فى تورط كارلوس منذ عدة شهور |
Bugün şehirde bir dizi bombalama eylemi oldu bu eylemleri Nightwalker'ların yaptığına dair güçlü şüphelerimiz var. | Open Subtitles | وقعت اليوم سلسلة مِن الانفجارات في مدينة (هاربر) ونحن نشتبه أنّ زعماء العصابة.. هم "السائرون ليلاً.." |
Biz senden şüphelenmiyoruz, Light. | Open Subtitles | نحن لا نشتبه بك يا لايت |
Başkan'a, saldırı olduğundan şüphelendiğimizi söyledin mi? | Open Subtitles | هل أخبرتَ الرئيس أننا نشتبه في حدوث إعتداء ؟ |